Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tahliye davasına dair karar davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Uyuşmazlık, temerrüt nedeniyle kiralananın tahliyesine ilişkindir. Mahkemece kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verilmesi üzerine hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili,dava dilekçesinde, davalının kiralananda 01.01.1996 tarihli sözleşme ile kiracı olduğunu, aylık kira parasının450,00 TL olup Şubat- Ağustos arası aylar kira parasının temerrüt ihtarnamesine rağmen ödenmediğini ileri sürerek kiralananın tahliyesini istemiştir. Davalı, işleri bozulduğundan kira parasını ödeyemediğini, depozitonun iadesi halinde tahliye edeceğini savunmuştur. Kesin hüküm bir dava şartı olup kamu düzenine ilişkindir. Buna göre bir dava karara bağlanıp verilen hüküm kesinleştikten sonra aynı taraflar arasında, aynı konuda aynı hukuki sebebe dayanılarak yeni bir dava açılamaz. Açılması halinde ikinci dava kesin hüküm nedeniyle esasa girilmeden dava şartı yokluğu nedeniyle reddedilir. Kesin hükümden söz edebilmek için biri kesinleşmiş tarafları, konusu ve sebebi aynı olan iki davanın varlığı gerekir. Bir başka deyişle bir davanın konusunu oluşturan uyuşmazlığın kesin bir hükümle çözülmüş olması halinde mahkemece yeniden inceleme konusu yapılmaz. Olayımıza gelince: davada dayanılan ve hükme esas alınan 01.01.1996 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı tarafından Ocak-Mayıs 2003 arası aylar kira parasının ihtarnameye rağmen ödenmediğinden temerrüt nedeniyle açılan tahliye davasında İstanbul 4. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 08.10.2003 gün ve 2003 / 599- 853 sayılı kararı ile davalının temerrüt nedeniyle tahliyesine karar verilmiş ve bu hüküm 05.11.2003 tarihinde kesinleşmiştir. Davacı, 22.04.2009 keşide ve 24.04.2009 tebliğ tarihli ihtarname ile Şubat, Mart ve Nisan ayları 1.350,00 TL kira parası ile 10.07.2009 keşide ve 13.07.2009 tebliğ tarihli ihtarname ile Mayıs, Haziran ve Temmuz ayları 1.350,00 TL kira paralarının 30 gün içinde ödenmesini aksi halde tahliye davası açılacağı ihtar edilmiştir. Davacı tarafından verilen süre içinde kira parasının ödenmemesi üzerine 21.08.2009 tarihinde temerrüt nedeniyle tahliye davası açılmasında bir usulsüzlük bulunmamaktadır.Yukarda açıklandığı üzere tarafları, konusu ve sebebi aynı olan bir tahliye davası sonucu verilen hüküm, diğer bir dava için kesin hüküm anlamını taşır. Önceki davada 2003 yılına ait kira paralarının ödenmemesi üzerine açılan tahliye davasının kabulüne karar verilmesi işbu 2009 yılına ilişkin kira paralarının ödenmemesi halinde temerrüt nedeiyle kiralananın tahliyesinin istenmesine engel olmaz.İşbu davada artık yeni kira dönemine ilişkin bir temerrüt sebebine dayanılmakta olup önceki kesinleşen hüküm ile konusu farklı olduğundan kesin hükmün varlığından söz edilemez. Bu durumda mahkemece iddia ve savunma doğrultusunda taraf delilleri toplanarak işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken kesin hüküm nedeniyle davanın reddedilmesi doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.nun 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 9.11.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.