MAHKEMESİ :Sulh Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : Ortaklığın giderilmesiMahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı ortaklığın giderilmesi davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, bir adet taşınmazın ortaklığının giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmiş olup, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç vs gibi bütünleyici parça (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar (ortaklar) ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesinde bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır.Olayımızda; davaya konu parsel tapuda tarla ve fındıklık olarak kayıtlı olup yapılan keşif sonucu üzerinde muhtesat niteliğinde betonarme bina ve eklentisi olduğu belirlenmiştir. Muhtesatın aidiyetine ilişkin olarak davalı vekili parsel üzerindeki muhtesatın müvekkiline ait olduğunu iddia etmiş davacı vekili de gerek duruşmada gerekse dilekçesinde bu iddiayı kabul ederek bina ve eklentisi üzerinde bir hak talep etmediklerini belirtmiştir. Taşınmazın davacı ve davalı dışında hissedarı bulunmamaktadır. Muhtesatın davalıya ait olduğu konusunda taraflar arasında ittifak bulunduğundan mahkemece yukarıda açıklanan ilke ve esaslar doğrultusunda taşınmazın tüm değerinin bu değerin ne kadarının muhtesata isabet ettiği belirlenerek oran kurulması satış parasının bu oran doğrultusunda bölüştürülmesine karar verilmesi gerekir. Öte yandan davaya konu taşınmaz elbirliği hükümlerine göre tapuda kayıtlı olup mahkemece tescile esas mirasçılık belgesindeki pay oranları yerine kabul şekline göre satış parasının davacı ve davalı arasında eşit şekilde bölüştürülmesine karar verilmesi de doğru değildir.Hüküm bu nedenlerle bozulmalıdır.SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 29/01/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.