Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 11912 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 433 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ : Samsun Asliye Ticaret MahkemesiTARİHİ : 07/03/2013NUMARASI : 2010/347-2013/105Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tazminat davasına dair karar, davalı ve davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, kiraya verenin kusuru nedeniyle kiralananın kullanılmasının imkansız hale gelmesi sonucunda oluşan kazanç kaybı ile işletme için yapılan masrafların tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne, kar kaybına ilişkin olmak üzere 10.000,00 TL tazminatın 05/08/2010 tarihinde itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak, davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili, müvekkilinin 10/07/2010 tarihli sözleşme ile davalı şirkete ait hastane kafeteryasını aylık 1.500 TL kira bedeli karşılığında 10/08/2010 tarihinde başlamak üzere 10/08/2013 tarihine kadar işletilmesi hakkını devraldığını, müvekkilinin kafeteryayı işletmeye hazırlamak için masraflar yaptığını, ancak davalının 05/08/2010 tarihinde fesih ihbarı isimli bir belgeyi müvekkiline imzalatıldığını, davalı ile yapılan 10/07/2010 tarihli kafeterya işletme sözleşmesinin hiçbir yasal gerekçeye dayanmadan tek taraflı olarak haksız ve mesnetsiz olarak fesih edilmiş olması nedeniyle yapılan masraflar, işin kaybedilmesi ve başka bir iş ve sözleşme tekliflerinin geri çevrilmiş olması sebebiyle uğradıkları zarar ile mahrum kalınan 3 yıllık kazanç ve yoksun kalınan kar miktarlarına mukabil fazlaya dair tüm dava ve talep haklarının saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL maddi tazminatın ,fesih ihbarının taraflarına tebliğ edildiği tarih olan 05/08/2010 tarihinden itibaren işleyecek tiraci faizi ile birlikte davalıdan alınarak, davacıya verilmesini istemiştir. Davalı vekili, taraflar arasındaki sözleşmenin bir işletme sözleşmesi olduğunu, henüz yürürlüğe girmeden ve davacı tarafa yer teslimi yapılmadan sözleşmenin sona erdirildiğini, davacı tarafla yapılan işletme sözleşmesinin tamamen haklı nedenlerle sona erdirildiğini, kafeteryanın işletilmesinin de özel bir titizlik istediğini, davacı ile yapılan görüşmelerde bu ilkelerde bir mutabakat sağlanamadığı için sözleşmenin yürürlüğe girmeden haklı sebeplerle fesih edilmek durumunda kalındığını, davacı tarafa söz konusu kafeterya ile ilgili yer teslimi yapılmadığından bir faaliyetinin söz konusu olmadığını, bu sebeple sözleşmeden kaynaklanan bir zararın söz konusu olmadığını, belirterek davanın reddini savunmuş, Mahkemece davanın kabulüne,davacı talebin kar kaybına ilişkin olmak üzere 10.000,00 TL tazminatın 05/08/2010 tarihinde itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak, davacıya verilmesine fazlaya ilişkin hakkın saklı tutulmasına karar verilmiştir.1.Davalı vekilinin temyiz itirazlarına gelince;Davada dayanılan ve hükme esas alınan 10.08.2010 başlangıç tarihli ve üç yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Taşınmaz davacı tarafa teslim edilmeden davalı şirket tarafından sözleşme feshedilmiştir. Davacı başka bir yeri kiralayıp benzer bir iş kurmak için geçecek süredeki kazanç kaybını isteme hakkına sahiptir. Mahkemece kira süresinin sonunu geçmemek üzere davacının başka bir yeri kiralayıp benzer nitelikte bir iş kurması için gereken makul sürenin ve bu süredeki kazanç kaybının tespiti için uzman bilirkişiden Yargıtay denetimine açık rapor alınmak suretiyle oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken 3 yıllık sürenin tamamı dikkate alınarak kazanç kaybı hesaplanması doğru değildir.2. Davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince,Davacı, davalı şirkete ait hastanede bulunan kafeteryayı 3 yıllığına işletmek üzere 10/07/2010 tarihinde imzalanan sözleşme ile kiralamış, ancak kafeteryayı işletmeye başlamadan sözleşme feshedilmiştir. Kazanç kaybının hesaplanması için yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunda yalnız bir benzer firmanın karı gözetilerek rapor hazırlanmış olup bilirkişi raporu hüküm kurmaya yeterli değildir. Bu durumda mahkemece belirlenen makul sürede benzer nitelikte iş yapan yerlerde yapılan masraflarda düşülmek suretiyle elde edilen net kazançlar dikkate alınarak, hesaplama yapılması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.Hüküm bu nedenlerle bozulmalıdır.SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edenlere iadesine, 05.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.