MAHKEMESİ :Sulh Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : Kiralananın tahliyesiMahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tahliye davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, kiraya veren tarafından açılan TBK. nun 347. maddesine dayalı kira süresinin bitimi nedeniyle kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulü ile kiralananın tahliyesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkilinin maliki olduğu dava konusu dükkânın davalı şirkete ilk olarak 1996 yılında 1 yıl süreli kira sözleşmesi ile kiraya verildiğini, sözleşmenin her yıl birer yıllık olarak yenilendiğini ve davalı şirketin kiralananda 19 yıldır kiracı olduğunu, her yenileme dönemi başında kira sözleşmesi imzalandığını, son olarak yenileme yoluyla akdedilen sözleşmenin 01.01.2014 - 31.12.2014 dönemine ilişkin olduğunu, kira ilişkisinin yenilenmeyeceğinin ihtarname ile davalıya bildirilmesine rağmen davalının kiralananı tahliye etmediğini ileri sürerek davalı kiracının dava konusu dükkândan TBK’nun 347.maddesi uyarınca tahliyesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, TBK’nun 347.madde koşullarının bu davada gerçekleşmediğini, müvekkili şirketin dava konusu taşınmazda 01.01.2014 başlangıç tarihli yazılı kira sözleşmesi ile kiracı olarak bulunduğunu, nitekim tarafların karşılıklı anlaşmak sureti ile 01.01.2014 - 01.01.2015 dönemi için yazılı kira sözleşmesi akdettiklerini, 10 yıllık uzama süresinin bu tarihten itibaren başladığını savunmuştur. Mahkemece, toplanan delil ve belgeler doğrultusunda, TBK 347.maddesi koşullarının oluştuğu gerekçesi ile davanın kabulü ve kiralananın tahliyesine karar verilmiştir.6098 Sayılı Türk Borçlar Kanun'unun 347/1.maddesi hükmüne göre konut ve çatılı işyeri kiralarında kiraya veren sözleşme süresinin bitimine dayanarak sözleşmeyi sona erdiremez. Ancak, on yıllık uzama süresi sonunda kiraya veren, bu süreyi izleyen her uzama yılının bitiminde en az üç ay önce bildirimde bulunmak koşuluyla herhangi bir sebep göstermeksizin sözleşmeye son verebilir. 6101 Sayılı Türk Borçlar Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun Geçici 2.maddesi uyarınca, bu Kanunun yürürlüğe girmesinden önce TBK.nun 347.maddesinin birinci fıkrasının son cümlesinde öngörülen kira sözleşmelerinden 10 yıllık uzama süresi dolmamış olmakla birlikte geri kalan süre beş yıldan daha kısa olanlar hakkında yürürlüğe girdiği tarihten itibaren beş yıl, on yıllık uzama süresi dolmuş olanlar hakkında da yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 2 yıl sonra uygulanacağı öngörülmüştür. Taraflar arasında 1996 yılında başlayan kira ilişkisi konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. 01.04.1996 başlangıç tarihli 1 yıl süreli ilk sözleşmeden sonra, 2. sözleşme 01.08.1996 başlangıç tarihli 1 yıl süreli, 3. sözleşme 01.04.1999 başlangıç tarihli 1 yıl süreli, 4. sözleşme 01.01.2002 başlangıç tarihli 1 yıl süreli, 5. sözleşme 01.01.2008 başlangıç tarihli 1 yıl süreli, 6. sözleşme 01.01.2009 başlangıç tarihli 1 yıl süreli, 7. sözleşme 01.01.2010 başlangıç tarihli 1 yıl süreli, 8. sözleşme 01.01.2011 başlangıç tarihli 1 yıl süreli, 9. sözleşme 01.01.2013 başlangıç tarihli 1 yıl süreli sözleşmeler imzalanmış, son olarak da 01.01.2014 başlangıç tarihli 1 yıl süreli sözleşmeyle kira ilişkisinin yenilendiği anlaşılmıştır. Bu durumda taraflar arasında geçerli olan sözleşmenin en son akdedilen 01.01.2014 başlangıç tarihli kira sözleşmesi olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda davacının on yıllık uzama süresinin dolduğundan bahisle dava açma hakkı kalmamıştır. Davacı ancak TBK.unda belirtilen tahliye sebeplerinden birine dayanarak sözleşme sonunda dava açabilir. Mahkemece 01.01.2014 başlangıç tarihli kira sözleşmesi esas alınarak davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle 01.04.1996 başlangıç tarihli kira sözleşmesine istinaden davanın kabulüne karar verilmesi doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 22/02/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.