Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1105 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 8538 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Sulh Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : Menfi tespitMahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı menfi tespit davasına dair karar, davacı ve davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, kira alacağının tahsili istemiyle başlatılan icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ile icra tehdidi altında yapılacak ödemenin istirdadı istemine ilişkindir. Yerel Mahkemece, istemin kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir. Davacı dava dilekçesinde, davalı ile 02.09.2012 tarihli ve 10 ay süreli yeni dönem kira sözleşmesi imzaladığını, kiracı olduğunu, kira bedeli olarak yıllık 5000TL bedelli bono tanzim edildiğini, mecuru 11.11.2012 tarihinde tahliye ettiğini ancak davalının 03.01.2013 tarihli icra takibi ile 5000TL bono nedeniyle Eylül 2012 ve Ekim 2012 ödemelerini mahsup ederek 4000TL üzerinden takip başlattığını, takibe itiraz edilmemesi nedeniyle kesinleştiğini belirterek borçlu olmadığının tespitine takip nedeniyle ödeme yapılması halinde ödenen bedelin istirdadına karar verilmesini istemiştir. Davalı cevap dilekçesinde, kira bedeli olarak 5000TL’nin 1 ay sonra peşin ödeneceğinin kararlaştırıldığını, 21.02.2013 tarihinde tahliye edildiğini belirterek haksız ve yersiz açılan davanın reddini savunmuştur. Yerel Mahkemece, icra takip tarihi olan 03.01.2013 tarihi tahliye tarihi olarak esas alınıp bu tarihten itibaren makul kiraya verme süresi olarak belirlenen 1,5 aylık kiralama süresi de hesap edilerek davanın kısmen kabulü ile davacının 3250TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir. Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden, davacı ile davalı arasında 02.09.2012 başlangıç tarihli 10 ay süreli senelik 5000 TL konut (mesken) kira sözleşmesine ilişkin uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı kiracı 11.11.2012 tarihinde anahtar teslim yoluyla tahliye ettiğini yazılı belge ile ispatlayamamış buna karşın davalı, yemin teklifi üzerine yaptığı yeminli beyanında kiralananın 21.02.2013 tarihinde tahliye edildiğini beyan etmiştir. Buna göre kiralananın 21.02.2013 tarihinde tahliye edildiği esas alınmalıdır. “Kiralananın kira sözleşmesinin bitiminden önce geri verilmesi” başlıklı TBK 325. maddesinde; “Kiracı, sözleşme süresine veya fesih dönemine uymaksızın kiralananı geri verdiği takdirde, kira sözleşmesinden doğan borçları, kiralananın benzer koşullarla kiraya verilebileceği makul bir süre için devam eder. Kiracının bu sürenin geçmesinden önce kiraya verenden kabul etmesi beklenebilecek, ödeme gücüne sahip ve kira ilişkisini devralmaya hazır yeni bir kiracı bulması hâlinde, kiracının kira sözleşmesinden doğan borçları sona erer. Kiraya veren, yapmaktan kurtulduğu giderler ile kiralananı başka biçimde kullanmakla elde ettiği veya elde etmekten kasten kaçındığı yararları kira bedelinden indirmekle yükümlüdür.” şeklinde düzenlemeye yer verildiği anlaşılmaktadır. 818 sayılı Borçlar Kanunu 98. maddesinin (6098 sayılı TBK 114.madde) atfıyla aynı kanunun 44. maddesi (6098 sayılı TBK 52. madde) ile TBK 325. maddesindeki düzenleme birlikte değerlendirilerek, davacı kira sözleşmesinin sonuna kadar olan kira bedelini isteyemese de belirlenecek makul süre için mahrum kaldığı kira bedeli hesaplanarak hüküm altına alınmalıdır. Yerel Mahkemece, 21.02.2013 tahliye tarihi esas alınarak bu tarihe kadar ödenmeyen kira alacakları ile tahliye tarihinden sonra mahrum kalınan makul süre kira tazminatı da belirlenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacının temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 18/02/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.