MAHKEMESİ : İstanbul 16. Sulh Hukuk MahkemesiTARİHİ : 16/07/2013NUMARASI : 2013/230-2013/372Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı kiracılık sıfatının tespiti davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, kiracılık sıfatının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, istemin kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı kiracı vekili, müvekkilinin 01.10.2011 başlangıç 31.12.2012 bitiş tarihli sözleşme ile davaya konu taşınmazda kiracı olduğunu, davalı Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün 10.12.2012 tarihinde ihtarname çekerek sözleşmeyi 01.01.2013 tarihinden itibaren yenilemeyeceğini bildirdiğini, bu durumun hukuka aykırı olduğunu belirterek kiracılığın tespitine karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili 2886 sayılı Kanunun Vakıf taşınmazları hakkında da uygulandığını belirterek davanın reddini istemiştir.2886 Sayılı Devlet İhale Kanununun 5737 Sayılı Kanunun 79/c maddesi ile değişik “Ecrimisil ve Tahliye” başlıklı 75.maddesinin 3 ve 4.fıkrasında; “kira sözleşmesinin bitim tarihinden itibaren işgalin devam etmesi halinde, sözleşmede hüküm var ise ona göre hareket edilir. Aksi halde ecrimisil alınır. İşgal edilen taşınmaz mal, idarenin talebi üzerine bulunduğu yer mülkiye amirince en geç onbeş gün içinde tahliye ettirilerek, idareye teslim edilir.” hükmü bulunmaktadır. Bu madde önceleri sadece Hazine tarafından bu kanun hükümlerine göre kiraya verilen taşınmazlar hakkında uygulanırken, 13.7.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5393 Sayılı Belediye Kanununun 15/p-3 maddesi hükmüyle Belediyeye, 5538 Sayılı Kanunun 26/b maddesi uyarınca İl Özel İdarelerine ve son olarak 5737 Sayılı Kanunun 79/c maddesi uyarınca Vakıflar Genel Müdürlüğüne ait taşınmazlar hakkında da uygulanması öngörülmüştür. Bu madde ile adı geçen kurumlara tahliye konusunda bir ayrıcalık tanınmıştır. Yasal süre bitiminden itibaren ecrimisil alınacağı hüküm altına aldığından, 2886 Sayılı Yasanın 1.maddesi uyarınca usulüne uygun yeni bir sözleşme yapılmadıkça kiracıyı fuzuli şagil kabul etmek gerekir.Hazine, Vakıflar Genel Müdürlüğü, İl Özel İdareleri ve Belediyeler 2886 Sayılı Yasa uyarınca kiraya verdikleri taşınmazlarını, kira süresi sonunda, işgal ne kadar süre devam ederse etsin kiralananın 6570 Sayılı Yasaya ya da Borçlar Kanununa tabi olup olmadığına bakılmaksızın her zaman gerek mahkemeden gerekse mülkiye amirinden tahliyesini isteyebilirler. Ecrimisil olarak alınması gereken paranın “kira parası” adı altında alınmış veya ödenmiş olması, taraflar arasındaki kira sözleşmesinin yenilendiği anlamına gelmez.Olayımızda davaya konu 1492 parsel sayılı, 4.785 m2 yüz ölçümündeki arsanın A-H ile işaretli 2.144 m2 lik kısmı açık otopark olarak 01.10.1992 başlangıç, 31.12.1993 bitiş tarihli sözleşme ile dava dışı Ankuşa Cansever isimli şahsa ihale edilmiş, bundan sonra devir suretiyle başka şahıslara kiralanmış en son olarak Ömer Gürbüz isimli şahsın davacıya devretmesi sonucu davacı ile 01.10.2011 başlangıç, 31.12.2012 bitiş tarihli sözleşme imzalanmıştır. Davalı Vakıflar Genel Müdürlüğü ile olan kira ilişkisi ilk olarak 2886 sayılı Yasa hükümlerine göre kurulmuş olup, davacının, davalı idare ile olan kira ilişkisi ihale ile tesis edilen ilk kira sözleşmesinin devamı niteliğinde olup, 2886 sayılı Kanunun 75.maddesi gereğince kira ilişkisinin sona erdiğinin kabulü gerekir. Kaldı ki kiralanan, niteliği itibariyle Türk Borçlar Kanunu'nun adi kira hükümlerine tabi olup 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 327. (mülga 818 Sayılı Borçlar Kanunu'nun 263. ) maddesi gereğince sözleşmede açık ya da örtülü biçimde bir süre belirlenmiş ise, kira sözleşmesi bu sürenin sonunda kendiliğinden sona erecektir. Davalı idare, 24.12.2012 tarihinde tebliğ ettirdiği ihtarname ile kira süresinin sonu olan 01.01.2013 tarihi itibariyle sözleşmeyi sonlandırdığını bildirmiştir. Sözleşmenin feshini bildirir ihtarname hukuki sonuç doğurucu nitelikte olup, kira sözleşmesinin sonu olan 31.12.2012 tarihi itibariyle akit sona erdiğinden bu tarihten sonrası için davacının kiralananda kiracılık sıfatı kalmamıştır. Bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir. Hüküm bu nedenlerle bozulmalıdır.SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine 13/10/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.