Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1072 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 16353 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Antalya 4. Sulh Hukuk MahkemesiTARİHİ : 12/02/2013NUMARASI : 2011/477-2013/145Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tahliye ve alacak davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, temerrüt nedeniyle tahliye ve kira alacağının tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi üzerine, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili, davacının kiralanan taşınmazı 31.12.2009 tarihinde satın aldığını, davalının önceki malik ile aralarındaki sözlü kira sözleşmesine göre taşınmazda kiracı olduğunu, davalının 2010 yılı Ocak ayından itibaren 2010 yılı Ekim ayı dahil kira borcunu ödememesi nedeniyle aylık 800 TL'den toplam 8.000 TL kira borcunu ödemesi için 5.11.2010 tarihinde ihtarname gönderildiğini, 8.11.2010 tarihinde tebliğ edilen ihtarnameye rağmen kira borcunu ödemediğini belirterek temerrüt nedeniyle tahliyeye, 8.000 TL kira alacağının yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, önceki malikle davalı arasındaki sözlü kira sözleşmesine göre davalının 2001 yılından itibaren taşınmazda kiracı olduğunu, uyuşmazlık konusu dönemde aylık kira bedelinin 450 TL olduğunu, davalı kiracının 2.2.2010 tarihinde 3.500 TL kira borcunu ödediğini, bakiye kira borcu olan 550 TL'yi de ödemeye hazır olduğunu , taşınmazın 06.06.2011 tarihinde tahliye edildiğini belirterek davanın 550 TL üzerinden kabulüne, geriye kalan kısım yönünden reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece temerrüt nedeniyle tahliyeye, aylık 800 TL üzerinden belirlenen kira alacağının yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Davalının önceki malikle aralarındaki sözlü kira sözleşmesine göre taşınmazda kiracı olduğu, davacının 31.12.2009 tarihinde kiralanan taşınmazı devraldığı hususunda uyuşmazlık yoktur. Davacı aylık kira bedelinin 800 TL olduğunu ileri sürmüş, davalı ise aylık kira bedelinin 450 TL olduğunu savunmuştur. Aylık kira bedelini ispatlama yükümlülüğü davacıya aittir. Davacının kira miktarını yazılı delille kanıtlaması gereklidir. Ancak davacı bu yönde yazılı delil sunmamış, bankaya yapılan ödemelere dayanmıştır. Önceki dönemlerde davalı kiracı tarafından 800 TL olarak bankaya ödemeler yapılmışsa da bunların iki aylık süreler sonunda ödendiği, ay kaydı taşımadığı gözetildiğinde aylık kira miktarını ispatlamak için yeterli olmadığı anlaşılmaktadır. Bununla birlikte dairemizin geri çevirme kararı üzerine gönderilen Antalya 6. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2011/907 esas, 2013/ 380 karar sayılı dosyasında 2010 Kasım ayından itibaren 2011 Nisan ayı dahil, aylık 800 TL'den, altı aylık kira bedeli olarak toplam 4.800 TL'nin tahsili için başlatılan takibe kısmi itirazın iptali davası açıldığı,davalının aylık kira bedeninin 450 TL olduğunu savunduğu, yargılama sonucunda davacının aylık kira bedelinin 800 TL olduğunu ispatlayamadığından bahisle davanın reddine karar verildiği, kararın 24.5.2013 tarihinde kesinleştiği görülmektedir. Bu durumda uyuşmazlık konusu dönemde aylık kira bedelinin 450 TL olduğunun kabulü ile bu miktar üzerinden sonuca gidilmesi gerekirken hatalı değerlendirmeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. Öte yandan davacı vekili her ne kadar 18.10.2011 tarihli dilekçesinde ihtarnameden sonraki 2010 Kasım, Aralık ve 2011 Ocak, Şubat kiralarının da ödemediğinden bahisle toplam 11.200 TL kira alacağının tahsilini istediğini bildirmişse de ihtarnameden sonraki toplam 3.200 TL alacak yönünden harcı ödenerek açılmış bir dava bulunmadığından 3.200 TL yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken mahkemenin buna ilişkin talebin kabulüne karar vermiş olması da doğru olmamıştır. Tahliyeye ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarına gelince, davalı-kiracı vekili kiralananın 6.6.2011 tarihinde tahliye edildiğini belirterek buna ilişkin olarak 16.6.2011 tarihli anahtar teslim tutanağını ibraz etmiştir.Davacı vekili de 30.6.2011 tarihli oturumdaki beyanında taşınmazın dava açıldıktan sonra tahliye edildiğini bildirmiştir. Bu durumda dava açıldıktan sonra kiralanan taşınmazın tahliye edildiği anlaşıldığından tahliye davasının konusuz kaldığı gözetilerek tahliye davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına ilişkin hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde tahliyeye karar verilmesi hatalı olmuştur.Hüküm bu nedenlerle bozulmalıdır.SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 29/01/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.