MAHKEMESİ : Bursa 1. Sulh Hukuk MahkemesiTARİHİ : 27/02/2014NUMARASI : 2012/1639-2014/385Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tahliye-ecrimisil davasına dair karar, davalı ve davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Dava fuzuli işgal nedeniyle tahliye ve ecrimisil istemine ilişkindir:Mahkemece tahliye davasının reddine ecrimisil istemine ilişkin davanın ise görevsizlik nedeniyle reddine karar verilmiş hüküm davacı ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Kira sözleşmesinden doğan davalarda dava hakkı kural olarak kiraya verene aittir. Ancak kiraya veren durumunda olmayan malikin de tahliye davası açabileceği içtihaden kabul edilmiştir. Kiralanan paylı mülkiyete konu ise pay ve paydaş çoğunluğunun sağlanması, elbirliği halinde ise tüm ortakların davaya katılmaları gerekir. Bu koşullar birlikte dava açma şeklinde gerçekleşebileceği gibi bir paydaş tarafından açılan davaya sonradan diğer paydaşların onaylarının alınması şeklinde de sağlanabilir. Elbirliği mülkiyetinde, ortakların katılımları sağlanamaz ise miras bırakanın terekesine temsilci atanması sağlanarak temsilci huzuruyla dava yürütülür.Dava hakkına ilişkin olan bu hususların mahkemece kendiliğinden göz önünde bulundurulması gerekir.Dava konusu taşınmazın müşterek mülkiyet hükümlerine tabi olup,taşınmazın tamamının paydaş R.. D.. tarafından 01.06.2009 başlangıç tarihli ve 10 yıl süreli,Paydaş M.. M.. tarafından ise 01.06.2009 başlangıç tarihli 5 yıl süreli sözleşme ile kiraya verildiği davacı ve davalı kiracının da kabulündedir. Davacı 11.05.2012 tarihli ihtarında taşınmazda kiracı olduğunu ve kira bedelinin hissesi oranında kendisine ödenmesini ihtar etmiştir. Davacı gerek dava dilekçesinde gerekse ihtarında davalının diger paydaşlar tarafından yapılan kira sözleşmesi ile kiracı olduğunu kabul etmiştir. Davacı davalının kiracılığını kabul ettiğine ve kira sözleşmesinin iptali için bir davada açılmadığına göre uyuşmazlığın dava dışı paydaşlar ile yapılan kira sözleşmesi hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir. O nedenle Paylı mülkiyette kiraya veren durumunda olmayan paydaşın tahliye davası açabilmesi için pay ve paydaş çoğunluğunu sağlaması ve TBK tahliye sebeplerinden birine dayanması gerekir. Davacı tahliye davasını açarken pay ve paydaş çoğunluğunu sağlamadığı gibi tahliye sebeplerine de dayanmadığından tahliye isteminin red edilmesinde bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Ancak paylı mülkiyette kiraya veren durumunda olmayan paydaş kiracılık ilişkisini kabul ederek hissesine düşen kira bedelinin tahsilini isteyebilir. Davacı 11.05.2012 tarihinde keşide ettiği ihtarla kira bedelinden hissesine düşen miktarın kendi hesabına yatırılmasını istemiştir.Bu durumda ihtar tebliğinden sonra kira bedellerinden kiracı ihtar keşide eden paydaşa karşı sorumlu olur. İstem kira sözleşmesinden kaynaklanan kira bedelinin tahsiline ilişkindir. Uyuşmazlık kira sözleşmesinden kaynaklandığından davaya bakma görevi HMK 4/1-a maddesine göre Sulh Hukuk Mahkemesi olduğundan işin esasının incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olduğundan hükmün bozulması gerekmiştir.SONUÇ:Hükmün yukarda açıklanan nedenle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 29.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.