Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1052 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 17401 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Sulh Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : Ortaklığın giderilmesiMahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı ortaklığın giderilmesi davasına dair karar, davalılar tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, bir adet taşınmazda paydaşlığın giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece taşınmazdaki paydaşlığın satılarak giderilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Paydaşlığın giderilmesi davaları paylı veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan iki taraflı taraflar için benzer sonuçlar doğuran davalardır.Paydaşlığın giderilmesi davasını paydaşlardan biri veya bir kaçı diğer paydaşlara karşı açar. HMK.'nun 27. maddesi hükmü uyarınca, davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi haklarıyla bağlı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. Hukuki dinlenilme hakkı, Anayasının 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılama hakkının en önemli unsurudur. Bu itibarla, paydaşlardan veya ortaklardan birisinin ölmesi halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekir. Satış suretiyle ortaklığın giderilmesi istenen taşınmaz üzerinde intifa hakkı varsa bu hak sahibinin davaya dahil edilmesi zorunlu olduğu gibi taşınmazın 14.3.1960 gün ve 1/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca intifa hakkı ile yükümlü olarak satılması gerekir. İntifa hakkı sahibi yalnız başına bu hakkının paraya çevrilmesini, taşınmazın intifasız satışını isterse diğer paydaşların muvafakatlarını aramaksızın taşınmazın intifasız satışına karar verilmesi gerekir. İntifa hakkı 01.01.2002 tarihinden sonra tanınmışsa 4721 sayılı TMK.nın 700. maddesi uygulanır. Olayımıza gelince davaya konu edilen ve satışına karar verilen 1962 ada 24 parsel nolu taşınmazda pay toplamı ile payda toplamının birbirini tutmadığı görülmüştür. Öte yandan taşınmazın paydaşları arasında bulunan ... ve ...’ın paylarında intifa hakkı sahibi olan Abdullah Akdoğan davaya dahil edilmemiştir. Bu kişinin halen yaşayıp yaşamadığı da dosya kapsamından anlaşılamamaktadır. Mahkemece yukarıda belirtilen hususlar üzerinde durularak tapu kaydındaki pay-payda eşitsizliğinin giderilmesi, buna göre davada taraf olmayan paydaş var ise davaya dahil edilmesi, intifa hakkı sahibinin de davaya dahil edilerek taraf teşkilinin sağlanması, ondan sonra işin esası hakkında hüküm kurulması gerekirken denetime elverişli bir şekilde taraf teşkili sağlanmadan yazılı şekilde taşınmazdaki paydaşlığın satılarak giderilmesine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Kabule göre de satış bedelinin ne şekilde paylaştırılacağının karar yerinde gösterilmemesi de doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek H.U.M.K.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 28.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.