MAHKEMESİ : İstanbul 4. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 04/10/2012NUMARASI : 2012/511-2012/891İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine kira alacağının tahsili amacıyla tahliye istekli olarak başlatılan icra takibine vaki itiraz üzerine davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunmuştur. Mahkemece, davanın kabulü ile kiralananın tahliyesine karar verilmesi üzerine karar davalı borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir.İcra takibinde dayanılan ve karara esas alınan 01.05.2011 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı alacaklı vekili davalı borçlu hakkında 27.03.2012 tarihinde başlattığı icra takibinde 4.910 TL bakiye kira alacağının tahsilini istemiştir. Takibe itiraz eden borçlu davalı , kira borcunu ödediğini, dekontlardan da bunun anlaşıldığını belirterek buna ilişkin banka dekontlarını sunmuştur. Davacı alacaklı vekili 27/09/2012 tarihli dilekçesinde davalının 5.5.2006 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile kiracı olduğunu, bu sözleşmeye göre 2009 yılının beşinci ayından başlayan dönemde aylık kiranın 650 YTL, 2010 yılının beşinci ayından itibaren aylık kiranın 780 TL olduğunu, yine taraflar arasında imzalanan 1.5.2011 tarihli kira sözleşmesine göre de 2011 yılının beşinci ayından itibaren aylık kiranın 800 TL olduğunu , bu miktarlar üzerinden hesaplanan toplam alacağının 24.010 TL olduğunu, taraflar arasında bir de mesken kiralanmasına ilişkin sözleşme bulunduğunu, davalının hem bu davaya konu işyeri hem de dava dışı mesken için kira bedellerini aynı hesaba ödediğini, bu hesaba yapılan ödemelerden toplam 19.100 TL'yi işyeri kirasına saydığını, buna göre ödemeler mahsup edildiğinde davalı kiracının takip tarihi itibariyle 4.910 TL bakiye borcunun bulunduğunu , mesken kirası için de takip başlatıldığını ve aynı mahkemenin 2012 /510 esas sayılı dosyasında açılan davanın derdest olduğunu, iki dosyanın birlikte incelenmesi sonucunda takip tutarının ortaya çıkacağını bildirmiştir. Mahkemece bilirkişi raporu alınmışsa da raporun karara esas alınmadığı, davacının ödendiğini bildirdiği miktar esas alınarak sonuca gidildiği görülmektedir. Ne var ki, kiracının işyeri ve mesken için kira ödemelerini aynı hesaba yatırdığı, ödemelerin birçoğunun kayıt taşımadığı gözetildiğinde kiracının ödeme savunması denetlenememektedir. Her ne kadar mahkemece bilirkişi atanmasına ilişkin ara kararında mesken kirası için başlatılan takip dosyası da incelenerek rapor tanzim edilmesi istenmişse de bilirkişi raporunda iş yeri ve mesken kirasıyla ilgili takip miktarı, talep edilebilecek kira, hangi ödemenin işyeri kirasına,hangi ödemenin mesken kirasına sayıldığı hususunda denetime elverişli rapor tanzim edilmediği görülmektedir.Bu durumda mahkemece yapılacak iş öncelikle davacıdan ödemeleri hangi borca mahsup ettiği konusunda yazılı açıklama istenip mesken kirası ile ilgili takip ve dava dosyası da getirtilerek iş yeri ve mesken kirası ile ilgili ödenmesi gereken kira borcu ile ödenen kısmın denetime elverişli olacak şekilde tespiti hususunda ek rapor alınarak sonucuna göre bir karar vermektir.Karar bu nedenle bozulmalıdır.SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428 ve İİK.nın 366.maddesi uyarınca kararın BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 29/01/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.