MAHKEMESİ :Ticaret MahkemesiDAVA TÜRÜ : İtirazın iptaliİcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, kira alacağının tahsili için icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkindir.Mahkemece davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiş, hüküm davacı yönünden vekalet ücretine yönelik temyiz etmiştir.HMK.'nun 27. maddesi hükmü uyarınca, davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi haklarıyla bağlı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. Hukuki dinlenilme hakkı, Anayasının 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılama hakkının en önemli unsurudur.Davalılar ... ve ... adına dava dilekçesinde belirtilen ... adresine gönderilen dava dilekçesi ve duruşma günü bildirir davetiye “Taşınmıştır,yeni adresi bilinmiyor mahalle muhtarının imzalı beyanına göre iade” şerhiyle iade edilmiştir. Daha sonra mahkemece 30.12.2009 tarihli oturumda adı geçen davalılara icra dosyasında borçlular adına itiraz eden Avukat ...’in itirazda bulunduğu anlaşıldığından dava dilekçesinin bu avukatlara tebliğine karar verilmiş ve dava dilekçesi ve duruşma günü bildirir davetiye ... ve diğerleri vekili olarak Av ... adına,davalı ... ve diğerleri vekili Av. ... adına “ ...” adresine çıkarılan davetiye muhatapla birlikte çalışan ... imzasına 12.5.2009 tarihinde tebliğ edilmiş ise de, icra dosyasında vekil olan ve itirazda bulunan Avukat ... ve Av. ...’in itirazın iptalı dosyasında vekil olduklarına dair herhangi bir bilgi ve belge bulunmamaktadır. Bu nedenle adı geçen avukatların itirazın iptali davasında davalılar adına davayı takip ettikleri söylenemez.Bu nedenle itirazın iptal davasını davalılar adına takip etmeyen icra dosyasında itiraz eden davalı vekillerinin adresine davalıların vekiliymiş gibi dava dilekçesi ve duruşma günü tebliği edilmesi doğru değildir.Usülsüz yapılan bu tebligat nedeniyle davada taraf teşkili sağlandığından bahsetmekte mümkün değildir. Tebligat Kanunun'da 6099 sayılı Yasayla yapılan değişiklik, 14.01.2011 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Tebligat Kanununun 10. maddesi "Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır. Şu kadar ki, kendisine tebliğ yapılacak şahsın müracaatı veya kabulü şartıyla her yerde tebligat yapılması caizdir. (Ek fıkra:11.01.2011 - 6099 S.K./3.mad.) Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır." , T.K.'nun 21/2. maddesi (Ek fıkra:11.01.2011 - 6099 S.K./5.mad) gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır." hükümlerini içermektedir .Gerekçeli kararın adı geçen davalılara, yukarda açıklanan esaslar çerçevesinde kimlik bilgilerine göre adres kayıt sistemindeki son adresi tespit edilerek, tespit edilen adresine tebliğ edilmesi ve taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekirken taraf teşkili sağlanmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir.SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428 ve İİK.nın 366.maddesi uyarınca kararın BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 28/01/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.