Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 10234 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 7538 - Esas Yıl 2015
MAHKEMESİ : İstanbul 21. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 14.04.2015NUMARASI : 2014/830-2015/340İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar, davalılar vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Davacı alacaklı tarafından davalı borçlular aleyhine kira alacağının tahsili amacıyla tahliye istemli olarak başlatılan icra takibine davalı borçluların itiraz etmesi üzerine, davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması ve taşınmazın tahliyesi isteminde bulunmuştur. Mahkeme kararında davanın kabulü ile davalının itirazın kaldırılmasına ve davalının tahliyesine karar vermiş, karar davalı borçlular vekili tarafından temyiz edilmiştir.Mahkeme kararlarında nelerin yazılacağı yürürlükten kaldırılan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 388.maddesi ile bunun karşılığı olarak düzenlenen ve 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297/2 maddesinde belirtilmiştir. Buna göre karar (hüküm), tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri kapsar. Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Hüküm gerekçesi dosya içeriğine uygun olmak zorundadır.Olayımıza gelince; dava, 2014 yılı Nisan, Mayıs, Haziran ve Temmuz aylarına ait toplam 8.140,00 TL kira alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın kaldırılması ve davalı kiracının tahliyesi istemine ilişkin olup, davalı olarak kiracı Şirket, müteselsil kefil B. ve sözleşmeyi şirket adına imzalayan Ş. gösterilmiştir. Mahkemece her bir davalı hakkında yukarıda yapılan açıklamalar gözetilerek ayrı ayrı hüküm kurulup , infazda tereddüt yaratmayacak şekilde karar verilmesi gerekirken davanın kabulü ile hangi davalı olduğu işaret edilmeksizin davalının itirazının kaldırılmasına ve tahliyesine şeklinde karar verilmesi doğru değildir.Kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca kararın BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 23.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.