Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 10167 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 600 - Esas Yıl 2015
MAHKEMESİ : Dikili Sulh Hukuk MahkemesiTARİHİ : 19/11/2014NUMARASI : 2014/301-2014/395Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı itirazın iptali ve tahliye davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, kira alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali ve tahliye istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmesi üzerine hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde; Taraflar arasında kira sözleşmesi bulunduğunu, davalı borçlunun takibe konu kira borcunu ödemeyerek temerrüde düştüğünü belirterek itirazın iptali ile icra takibinin devamına, itirazında haksız olan davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine ve davalı borçlunun kiralanandan tahliyesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ise duruşmadaki beyanında 24.09.2010 başlangıç tarihli sözleşme gereğince yaptığı tadilatlar karşılığında en az 2 yıl oturmasının kararlaştırıldığını, aylık kira bedelinin 200 TL olduğunu, yaptığı tadilatların bu kira bedelinden düşülmesi konusunda anlaştıklarını, tadilatların maliyetinin 7500 TL civarında olduğunu, sözleşmede 2 yıl denilse de 7-8 yıl oturmasının kararlaştırıldığını, 3 sene bekçilik yapması karşılığında kira bedeli ödemeden oturduğunu, 4 yıllık kira bedelini yaptığı tadilatlara karşılık ödediğinden oturmayı teklif ettiğinde bunun kabul edilmediğini, 400 TL sonra 300 TL kira ödemesinin istendiğini, hala kiralanan taşınmazda oturduğunu, belirtmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda taraflar arasında kira bedeli konusunda uyuşmazlık bulunduğu, davacının iddia ettiği gibi aylık kira bedelinin 250 TL olduğunun ve kira borcu bulunduğunun ispatlanamaması nedeni ile davanın reddine karar verilmesi üzerine hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar arasında 24.09.2010 tarihli 2 yıl süreli sözleşme ile davacı kooperatife ait yönetim binasının iç ve dış bakım onarımı boya badana işlerinin davalı tarafından yapılacağı buna karşılık davalının da bir bedel ödemeden yönetim binasında oturacağı, kararlaştırılmıştır. Davacı tarafından başlatılan icra takibinde aylık 250 TL den 2013 yılı Eylül, Ekim, Kasım, Aralık ve 2014 yılı Ocak, Şubat ayları kira alacaklarının tahsili ve kiralananın tahliyesi istenmiştir. Ödeme emrinin tebliği üzerine davalı borçlu, taraflar arasında kira değil hizmet sözleşmesi bulunduğunu davacı tarafından daha önce Dikili Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/313 Esas sayılı dava dosyasında açılan davanın reddedildiğini belirterek itiraz etmiştir. İtiraz dilekçesinde belirtilen Dikili Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/313 Esas sayılı dosyasında davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan dava ile, işyeri ihtiyacı nedeni ile kiralananın tahliyesi istenmiş olup mahkemece verilen 12.03.2013 tarih ve 2013/313 Esas 2014/72 Karar sayılı kararla, davanın kira süresinin bitiminden itibaren 1 ay içinde açılmadığı, kira sözleşmesinin yenilendiği belirtilerek davanın reddine karar verildiği görülmüştür. İncelenen dosya kapsamına göre taraflar arasında 24.09.2010 başlangıç tarihli 2 yıl süreli kira sözleşmesi bulunduğu, bu sözleşme ile davalının bakım onarım yapması karşılığında davacıya ait binada 2 yıl süre ile bedelsiz oturacağı kararlaştırılmıştır. Sözleşmede belirlenen 2 yıllık süre 24.09.2012 tarihinde sona ermiştir. Davalının taşınmazla ilgili olarak 7500 TL tutarında bakım onarım masrafı yaptığı hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Kira ilişkisinde aylık kira bedelinin miktarını ispat yükü, davacı kiralayana aittir. Her ne kadar sözleşmede belirli bir kira bedeli belirlenmemiş ve davacı tarafından aylık kira parasının 250 TL olarak kararlaştırıldığı hususu kanıtlanamamış ise de, davalının taraflar arasında daha önce görülen ihtiyaç nedeni ile tahliye davasındaki beyanları ve yargılama sırasında 19.11.2014 tarihli duruşmadaki beyanları dikkate alındığında aylık kira bedelinin 200 TL olduğu hususunda davalının kabulü bulunmaktadır. O halde mahkemece, davaya konu itirazın iptali istemi yönünden alacak miktarına göre, tahliye davası yönünden ise yıllık kira miktarı dikkate alınarak noksan harcın tamamlattırılması, daha sonra sözleşme başlangıcı olan 24.09.2010 tarihinden icra takibine konu kira alacaklarının dahil olduğu aylar itibarıyla, davalının kabul ettiği aylık kira miktarı üzerinden taraflarca kabul edilen tadilat ve onarım bedeli miktarı ve varsa kira ödemeleri dikkate alınarak ödenmeyen kira borcu olup olmadığının tespiti ile sonucunda göre karar verilmesi gerekirken aylık kira parası miktarının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır. SONUÇ: Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 20/11/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.