Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10123 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 11120 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 6. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 02/04/2013NUMARASI : 2012/600-2013/311Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı kira bedelinin tespiti ve alacak davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Davacı dava dilekçesinde, özel yediemin depo işletme sahibi olduğunu, davalının icra alacaklısı olarak başlattığı icra takibinde haczedilen menkul malların kendisine ait yediemin deposuna icra marifetiyle 27.02.1999 tarihinde konduğunu, haciz sırasında tutulan ve taraflarca imzalanan haciz tutanağında aylık kira bedelinin 100TL olduğu hususunda anlaştıklarını, icra satış işlemlerinin uzadığını ve mahcuz malların ancak 2007 yılında satılabildiğini, 2002/1953E. sayılı Tuzla İcra Müdürlüğü tarafından yediemin ücretinin az takdir edildiğini belirterek, 1 yıllık sürenin yediemin süresi ve kalan 6 yıllık sürenin ise kira ilişkisi olduğunun tespiti ile kararlaştırılan aylık 100TL’nin değişen şartlara göre uyarlanarak faizi ile tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı cevap dilekçesinde; Yed-i emin ücreti tahakkukunun yapıldığını, buna yönelik yapılan şikayetin Tuzla İcra Mahkemesinin 2007/28E-39K.sayılı ret kararı ile kesinleştiğini belirterek yersiz açılan davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; davanın kabulü ile 17.165,28TL’nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsiline karar verilmiş, hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.Taraflar arasındaki uyuşmazlık, yedieminlik ücretinden kaynaklanmakta olup davanın dayanağı olan yedieminlik zaptı ve haciz tutanağı icra müdürlüğünce yürütülen haciz ve muhafaza işlemleri sırasında imzalanmış ve haczedilen mahcuz mallar davacıya ait özel yediemin deposuna teslim edilmiştir. İcra ve İflas Kanun'unun 88/4.fıkrasında; “Adalet Bakanlığı, mahcuz malların muhafazası için uygun göreceği yerlerde depo ve garaj açabileceği gibi; Adalet Teşkilatını Güçlendirme Vakfına da açtırabilir veya işletme hakkını verebilir. Alınacak depo ve garaj ücretleri Adalet Bakanlığınca belirlenir. Bu yerlerin çalışma esas ve usulleri yönetmelikte gösterilir. Geçici 4. maddede ise; “Adalet Bakanlığı veya Adalet Teşkilatını Güçlendirme Vakfınca mahcuz malların muhafazası için depo ve garajlar açılıncaya kadar, özel depo ve garajlarda, Adalet Bakanlığınca çıkartılan ilgili yönetmelik ve ücret tarifelerinin uygulanmasına devam olunur. Adalet Bakanlığına ait depo ve garajlarda muhafaza edilen mahcuz mallar için alınacak ücret tarifesi, her yıl Bakanlıkça belirlenerek Resmi Gazetede yayınlanmaktadır. Her ne kadar, Adalet Bakanlığınca açılıp işletilen yediemin depoları hakkında uygulanmakta olan ücret tarifeleri sadece Bakanlıkça işletilen yediemin depoları için geçerli ise de, özel yediemin depolarına ilişkin ücret uyuşmazlıklarında da bu tarifelerdeki kurallardan yararlanılarak sonuca gidilmesinin hakkaniyete daha uygun düşeceği, Yargıtay içtihatlarıyla kabul edilmiştir.Somut olayda, davacı özel yediemin depo işletmesi sahibi olup davalı alacaklının başlattığı icra takibinde haczedilen menkul mallar icra müdürlüğünce tutulan haciz zaptının davacı, davalı ve icra görevlisi tarafından imzalandıktan sonra mahcuz malların davacıya ait yediemin deposuna teslim edildiği, zaptın alt kısmına ise aylık kira bedelinin 100TL olarak belirlendiği ifadesinin yazıldığı anlaşılmaktadır. Haciz zaptında aylık kira bedelinin 100TL yazılmış olması söz konusu hukuki ilişkinin kira ilişkisi olduğunu göstermez. Kaldı ki taraflar arasındaki ilişkinin hukuki vasfını tayin etme görevi hakime ait olup hakim bunu resen yapar. Uyuşmazlık yediemin alacağına ilişkin olup davacı da bunun az olduğunu ve günün şartlarına uyarlanarak ödenmesini talep etmiştir. Tuzla İcra Müdürlüğü tarafından davacıya ödenmesi gereken yediemin ücretinin 7045TL olarak belirlendiği, buna yönelik şikayetin Tuzla İcra Hukuk Mahkemesinin 2007/28E-39K. sayılı karar ile reddedildiği ve paranın davacıya ödendiği hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Buna göre az yukarıda açıklanan yasal düzenleme ve Yargıtay içtihatları doğrultusunda belirlenen yediemin ücretinin davacıya ödendiği anlaşıldığına göre davanın tümden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle kabulüne karar verilmiş olması doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır. SONUÇ; Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 19.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.