Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10013 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 10983 - Esas Yıl 2014





İNCELENEN KARARINMAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 16. Sulh Hukuk MahkemesiTARİHİ : 19/06/2014NUMARASI : 2012/1120-2014/460Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tazminat davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.Dava davalı kiracının taşınmazda neden olduğu hasar nedeni ile uğranılan zararın tazmini ve mahrum kalınan kira bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerekçelere, davalının kiraya verenin yapması gereken işleri taraflar arasındaki protokole uygun olarak yaptığı için eski hale getirme bedeli isteyemeyeceğinin anlaşılmasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz istemleri yerinde değildir.2-Davacı vekilinin makul süre kirasına ilişkin temyiz itirazlarına gelince:Davacı vekili dilekçesinde; Davacının .. Sok. No: .. adresinde bulunan taşınmazın maliki olduğunu, davacının uzun süreden beri yurtdışında olduğundan temsilcisi H.. K.. ile davalı şirket arasında daha sonra davacı yurtdışından döndüğünde kira sözleşmesi düzenlenmek üzere taşınmaz üzerinde yapılacak tadilatlar için 18/05/2011 tarihli protokol düzenlendiğini, kira sözleşmesinin davacı yurtdışından döndükten sonra imzalanacağının kararlaştırıldığını, davalı şirketin teslim aldığı taşınmaz üzerinde tadilatları hemen yapmaya başladığını, taşınmazı harabeye çevirdiğini, tüm işleri yarıda bıraktığını ve kira sözleşmesini imzalamaktan imtina ederek taşınmazı terk ettiğini, davalının taşınmazda başlattığı ancak yarım bıraktığı tüm işlerin .. Sulh Hukuk Mahkemesinin ...D.İş sayılı dosyası ile tespit edildiğini, toplam zararın 18.450 TL ve eski hale getirmek için gerekli olan sürenin de 1 ay olarak belirlendiğini, davacının harabe halindeki taşınmazı dava tarihine kadar kiraya veremediğini, davalı şirket ile aylık kira bedelinin net 4500 TL olarak belirlendiğini belirterek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak davalıdan dava tarihine kadar işleyen 7 aylık kira bedeli 31.500 TL ile 18.450 TL zarar bedeli toplam 49.950 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davacı 21/11/2013 tarihli ıslah dilekçesi ile dava değerini 2.bilirkişi raporu doğrultusunda 5.408,78 TL artırarak 55.358,78 TL ve dava ve ıslah tarihi itibariyle en yüksek yasal faizle birlikte tahsil edilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevabında; Davalı firma yetkililerinin davacıyı temsil ettiğini söyleyen H.. K.. ile 18/05/2011 tarihinde gayrimenkulün kiralanması ile ilgili protokol imzaladıklarını, protokole ekli listede yeralan tadilatların davalı firma tarafından kira kontratının imzalanacağı, 27/05/2011 tarihine kadar yaptırılacağının kararlaştırıldığını, protokolün imzalanması sırasında gayrimenkulün kullanılamaz ve harap durumda olduğunu, protokolde kararlaştırılan tarihte kira sözleşmesinin imzalanmadığını, karşı tarafın güven vermeyen tutumu ve üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmemesi üzerine tadilatların tamamlanması durumunda kira sözleşmesinin imzalanmayacağı kanısıyla tadilata devam etmediklerini, davalı firmanın yaptığı işlerin gayrimenkule zarar değil yarar getirici işler olduğunu, davalının tadilata protokol kapsamında başladığını, belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davalıya yüklenecek kusur bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Davalı şirket ile davacıyı temsilen emlakçı arasında 18/05/2011 tarihli protokol başlıklı belgenin imzalanmasıyla taraflar arasında kira ilişkisinin kurulduğunun kabulü gerekir. Davalı tarafından taşınmaz tadilat devam ederken terkedilmiştir. Kira sözleşmesi davalı tarafından haksız şekilde feshedildiğine göre kural olarak kiracı, kira dönemi sonuna kadar olan kira parasından sorumludur. Ancak TBK.nun 114. maddesi göndermesi ile aynı Kanun'un 52. maddesi uyarınca kiraya verenin de zararın artmasına neden olmaması gerekir. Davalı kiracının sorumluluğu kiralananın kira sözleşmesindeki bedel ve koşullarda yeniden kiraya verilebileceği süre kadardır. Esasen kanun koyucu bu kuralı 6098 sayılı TBK'nun 325. maddesiyle kanun hükmü haline getirmiştir. Mahkemece, taşınmazın aynı şartlarla ne kadar süre içinde kiraya verilebileceği uzman bilirkişi aracılığıyla tespit edilerek bu makul süre kadar kira parasından davalının sorumlu olacağı değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi doğru değildir.Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.SONUÇ:Yukarıda (2) No'lu bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 18/11/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.