Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 9771 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 7764 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : ZimmetHÜKÜM : MahkumiyetMahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:Suç tarihinde İslahiye İlçesi Karapınar Köyü muhtarı olarak görev yapan sanığın, köye içme suyu temininde kullanılan elektrik için elektrik dağıtım müessesesi ile köy tüzel kişiliği arasındaki abonelikten kaynaklanan ve köyün genel giderlerinden olan elektrik faturası borcunun ödenmesi amacıyla, içme suyundan faydalanan köy halkından tahsil edilen paralara makbuz düzenlemeyip tahsil edilen paraları da elektrik idaresine yatırmayarak mal edindiği iddia ve kabul edilmişse de; toplanan kanıtların yeterli olmaması ve maddi gerçeğin ortaya çıkarılabilmesi için 442 sayılı Köy Kanununun 37/4. maddesinde köy işlerinde harcanacak paranın ihtiyar meclisi kararı ile toplanacağının düzenlenmiş olduğu da nazara alınıp öncelikle, köylüden paraların anılan maddeye uygun olarak alınan karar uyarınca toplanıp toplanmadığının tespit edilmesi amacıyla suç tarihinde köy ihtiyar heyeti azası olan kişilerin tanık olarak beyanlarına başvurulup buna ilişkin köy ihtiyar heyeti kararı alınıp alınmadığı, makbuz, defter, tutanak vs. belgenin kendilerinde bulunup bulunmadığının sorulması, mevcutsa birer örneklerinin dosyaya temin edilmesi, söz konusu tahsilat işlemine ilişkin köy ihtiyar heyeti kararının bulunduğunun saptanması halinde bu karara dayalı olarak toplanıp sanığın uhdesinde kalan paraların zimmet, aksi halde ise hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu oluşturacağı gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde zimmet suçundan hüküm kurulması,Kabule göre de;Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve E. 2014/140; K. 2015/85 sayılı kararının 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiş olması nedeniyle TCK'nın 53. maddesiyle ilgili olarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,Suçun 5237 sayılı TCK'nın 53/1-a maddesindeki hak ve yetkinin kötüye kullanılması suretiyle işlendiği kabul edilmesine rağmen, sanık hakkında aynı Yasanın 53/5. madde ve fıkrası gereğince cezanın infazından sonra başlamak üzere, hükmolunan cezanın yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'nın 321 ve 326. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 20/12/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.