Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9704 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 7327 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Tefecilik, tehdit (her iki sanık hakkında), hakaret (sanık ... hakkında)HÜKÜM : Sanık ... hakkında atılı suçlardan beraat, sanık ... hakkında tehdit suçundan beraat, tefecilik ve hakaret suçlarından mahkumiyetMahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi;Hakaret ve tehdit suçlarından doğrudan zarar görmesi söz konusu olmayan müşteki Hazinenin bu suçlar açısından kamu davasına katılma ve kanun yoluna başvurma hakkının bulunmaması karşısında bu suçlardan verilen beraat hükümlerine yönelik Hazine vekilinin temyiz isteminin CMUK'nın 317. maddesi uyarınca REDDİYLE, incelemenin sanık ... hakkında tefecilik suçundan kurulan beraat hükmüne yönelik katılan Hazine vekilinin ve sanık ... hakkında tefecilik ve hakaret suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik ise sanığın temyiz itirazlarıyla sınırlı olarak yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:Sanık ... hakkında hakaret suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün incelenmesinde;Tüm dosya içeriğinden hakaret suçunu katılana karşı zincirleme şekilde işlediği anlaşılan sanık hakkında yasal koşulları oluştuğu halde 5237 sayılı Yasanın 43. maddesinin uygulanmaması aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni sayılmamıştır.Delillerle iddia ve savunma duruşma göz önünde tutularak tahlil ve takdir edilmiş, sübutu kabul olunan fiilin unsurlarına uygun şekilde tavsif ve tatbikatı yapılmış bulunduğundan yerinde görülmeyen sanığın temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA,Sanık ... hakkında tefecilik suçundan kurulan mahkumiyet, sanık ... hakkında tefecilik suçundan kurulan beraat hükümlerinin temyizen incelenmesinde ise; Tefecilik suçunda suç tarihinin, kazanç elde etmek amacıyla ödünç paranın verildiği tarih, zincirleme suçlarda ise son suçun işlendiği gün olduğu nazara alındığında, katılan ...’ın alınan ifadelerinde sanık ...’den faiz karşılığı borç para aldığı tarihleri ... olarak beyan etmemesi karşısında, katılanın yeniden duruşmaya celbiyle sanıktan kazanç karşılığı borç para aldığı tarih veya tarihler sorularak suç tarihinin kesin olarak saptanması, maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya çıkarılabilmesi ve sanığın faiz karşılığı borç para verip vermediğinin kesin olarak belirlenebilmesi amacıyla kolluk marifetiyle araştırma yaptırılması, alacaklı olduğu icra takip dosyalarının tespitiyle varsa takip borçlularının tanık sıfatıyla dinlenilmesi, gerektiği takdirde ilgili vergi dairesine yazı yazılarak sanık hakkında bu konuda vergi inceleme raporu düzenlettirilmesi ile tüm deliller birlikte değerlendirilerek, Anayasanın 141, 5271 sayılı CMK'nın 34, 230 ve 289/1-g maddeleri uyarınca mahkeme kararının sanıkları, katılanı, C.Savcısını ve herkesi tatmin edecek, Yargıtay denetimine olanak verecek biçimde olması, Yargıtay’ın gerekçelerde tutarlılık denetimi yapması ve bu açılardan mantıksal ve hukuksal bütünlüğün sağlanması için kararın dayandığı tüm verilerin, bu veriler sonucunda mahkemenin ulaştığı kanaatin, iddia, savunma ve sanık anlatımlarına ilişkin değerlendirmelerin açık olarak gerekçeye yansıtılması kurallarına da uyulmak suretiyle hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken, eksik inceleme ve yetersiz gerekçeyle yazılı şekilde sanık ... hakkında mahkumiyet hükmü kurulması,Sanık ...’ın hükümden sonra 18/09/2016 tarihinde öldüğü UYAP sisteminden temin edilen nüfus kaydından anlaşıldığından, bu husus mahallinde araştırılarak sonucuna göre 5237 sayılı TCK'nın 64 ve 5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddeleri uyarınca bir karar verilmesi lüzumu,Kabule göre de;Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve E. 2014/140; K. 2015/85 sayılı kararının 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiş olması nedeniyle TCK'nın 53. maddesiyle ilgili olarak sanık ... hakkında yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,Bozmayı gerektirmiş, katılan Hazine vekili ile sanık ...’in temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'nın 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, 15/12/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.