Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9663 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 4716 - Esas Yıl 2011





Zimmet ve sahtecilik suçlarından sanık S…… D……'in yapılan yargılanması sonunda; zimmet suçundan beraetine, sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarından mahkümiyetine dair, T... Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 07.12.2010 gün ve 2010/93 Esas, 2010/365 Karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay'ca incelenmesi katılan vekili ve sanık müdafii tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı C.Başsavcılığından tebliğname ile daireye gönderilmekle incelendi;Tayin olunan ceza miktarına göre sanık müdafiin duruşmalı inceleme talebinin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK.nun 318. maddesi uyarınca reddiyle incelemenin duruşmasız yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü: Zimmet ve nitelikli dolandırıcılık suçlarından kurulan hükümlerin incelenmesinde;Suç niteliğinden (vasfından) beraet kararı verilemeyeceği gözetilmeden, T... Belediye Başkanlığı Ulaşım Hizmetleri Müdürlüğü Muhasebe bölümünde çalışan sanığın, muhasebe müdürünün ve yardımcısının imzalarını taklit edip, toplam 46 adet ödeme emrini sahte olarak düzenleyerek 353.345 TL parayı Ziraat Bankasından para çekme makbuzu imzalayıp çekmek şeklinde gerçekleştirdiği eylemi hakkında; para tahsil ve çekme ile gönderme emri düzenleme yetkisi bulunmadığından zimmet suçunun yasal unsurları oluşmadığı kabul edilerek beraetine, kamu kurumu zararına dolandırıcılık suçundan ise mahkümiyetine karar verilmesi suretiyle CMK.nun 225. maddesine muhalefet edilmesi,Kabule göre de;Sanığın suça konu parayı belediyenin hesabının bulunduğu Ziraat Bankasından çekmesi suretiyle gerçekleştirdiği, TCK.nun 158/1-e bendi yanında f bendinin de ayrı ayrı ihlal edildiği nazara alınmadan temel cezanın alt sınırdan tayin edilmesi,5237 sayılı TCK.nun 5377 sayılı Yasa ile değişik 158/1-e son maddesi uyarınca uygulama yapılırken aynı Yasanın 52/1.maddesindeki "Adli para cezası beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir:" ve 61/8 maddesindeki "Adli para cezası hesaplanırken, bu madde hükmüne göre cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesine yönelik artırma ve indirimler, gün üzerinden yapılır. Adli para cezası, belirlenen sonuç gün ile kişinin bir gün karşılığı ödeyebileceği miktarın çarpılması suretiyle bulunur." Hükümleri nazara alınarak maddede öngörülen sınırlar arasında tam gün sayısı belirlenip bu gün sayısı üzerinden artırım ve eksiltmelerin yapılması ve bulunan sonuç günün 1 gün karşılığı 20-100 TL. arasında takdir edilecek miktar ile çarpılması suretiyle, eğer bu suretle bulunan ceza elde olunan haksız menfaatin iki katından az ise asgari bu miktara yükseltilip bu miktar üzerinden indirimler yapılarak sonuç adli para cezasının belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, gün adli para cezası sistemine aykırı olarak ve 5275 sayılı Yasanın 106.maddesinde öngörülen adli para cezası yerine çektirilecek hapis cezası süresinin belirlenmesi açısından infazda tereddüt oluşturacak biçimde doğrudan haksız elde olunan yararın iki katı esas alınmak suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması,Sanık hakkında TCK.nun 62. maddesi uyarınca yapılan indirim sonucunda 3 yıl 1ay 15 gün hapis cezasına hükmolunmasına rağmen adli para cezasından indirim yapılmaması suretiyle fazla ceza tayini,Sahtecilik suçundan kurulan mahkümiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarına gelince;Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,Ancak;5237 sayılı TCK.nun 61. maddesi uyarınca temel ceza belirlenirken söz konusu maddenin 1. fıkrasında yedi bent halinde sayılan hususlarla aynı Kanunun 3. maddesinin 1. fıkrasındaki "suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur" şeklindeki yasal düzenlemeler ile eylem sayısının fazlalığı nazara alınmadan temel cezanın alt sınırdan tayin edilmesi,Sanığın sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarını 5237 sayılı Yasanın 53/1-a maddesindeki yetkiyi kötüye kullanmak suretiyle işlemesine rağmen hakkında aynı Yasanın 53/5. maddesinin uygulanmaması,Kanuna aykırı, katılan vekili ve sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gözetilerek CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 07.07.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.