MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliğiHÜKÜM : Sanık ...'in atılı suçlardan beraatine, sanık ...'ın değişen suç vasıflarına göre basit zimmet ve resmi belgede sahtecilik suçundan mahkumiyetineMahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi; Sanık ...'e yüklenen resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından doğrudan zarar görmesi söz konusu olmayan, bu nedenle hükümleri temyiz etme hakkı bulunmadığı anlaşılan Hazinenin vekili aracılığı ile yaptığı temyiz itirazlarının 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi de gözetilerek 1412 sayılı CMUK'nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE, başvurularının kapsamına göre incelemenin katılan kurum vekilinin sanık ... hakkında kurulan beraat hükümlerine, sanık ... müdafiin ise mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarıyla sınırlı olarak yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü: Sanık ... hakkında dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçundan verilen beraat hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Sanığın leh ve aleyhindeki toplanan tüm kanıtları inceleyip, irdeleyen ve iddianın reddine ilişkin sebepleri karar yerinde ayrı ayrı gösteren, savunmayı tercih nedenlerini açıklayan, aleyhteki kanıtları hükümlülük için yeterli görmeyen mahkemenin beliren takdir ve kanaatine, olayın oluş şekline, görevli ...'i diğer sanığın sahte bilet sattığı yönünde haberdar etmesi üzerine olayın ortaya çıktığının anlaşılmasına, adı geçen tanık ve diğer tanıkların da sanığı aşamalarda doğrulamasına göre; tebliğnamedeki bozma isteyen düşünceye iştirak edilmediği gibi katılan kurum vekilinin temyiz itirazları da yerinde görülmediğinden reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükümlerin ONANMASINA, Sanık ... hakkında zimmet suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; TCK'nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili olarak Anayasa Mahkemesi'nin 08/10/2015 tarih ve E. 2014/140; K. 2015/85 sayılı kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüş, suçu TCK'nın 53/1-a maddesindeki hak ve yetkiyi kötüye kullanmak suretiyle işlediği kabul edilen sanık hakkında aynı Yasanın 53/5. maddesi uyarınca hak yoksunluğuna karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi ise aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. Delillerle iddia ve savunma duruşma göz önünde tutularak tahlil ve takdir edilmiş, sübutu kabul olunan fiilin unsurlarına uygun şekilde tavsif ve tatbikatı yapılmış bulunduğundan yerinde görülmeyen sanık müdafiin temyiz itirazlarının reddiyle eleştirilen husus dışında usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Sanık ... hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde ise; Sanığın görevi gereği düzenlemeye yetkili olduğu belgede sahtecilik yaptığının iddia edilmesi karşısında, 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun hükümleri uyarınca yetkili merciden bu suç yönünden soruşturma izni alındıktan sonra dava açılması gerektiği gözetilmeden, genel hükümlere göre açılan davaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması, Kanuna aykırı, sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden sair yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK'nın 321. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 12/12/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.