Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9564 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 11790 - Esas Yıl 2013





Tebliğname No : 3 - 2012/130561MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 3. (Pendik 1.) Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 23/01/2012NUMARASI : 2010/279 Esas, 2012/25 KararSuç : Kasten basit yaralama, görevi kötüye kullanmaMahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,Ancak;Olay tarihinde Pendik İlçe Emniyet Müdürlüğünde polis memuru olarak görev yapan sanığın katılanlardan S.. İ.. ve M.. İ..'nin GBT sorgulamalarını yapıp önleme arama kararına istinaden araçlarında arama yapmak istemesi üzerine diğer katılan S.. İ..'nin de olay yerine gelmesiyle çıkan tartışmada katılan M.. İ..'ye jop ile diğer katılanlara ise tekme ve yumruk vurmak suretiyle basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde yaraladığı şeklinde gelişen olayda; TCK'nın 257. maddesinde düzenlenen suç tali, genel ve tamamlayıcı bir hüküm olup, kamu görevlisinin görev gereklerine aykırı davranışının başka bir suçu oluşturmaması durumunda uygulanabileceği nazara alınarak eylemin bir bütün halinde her bir katılana karşı zor kullanma yetkisinde sınırın aşılması suretiyle kasten yaralama suçunu oluşturduğu gözetilmeden yanılgılı değerlendirme sonucu ayrıca görevi kötüye kullanma suçundan da hüküm kurulması,Adli sicil kaydı bulunmayan sanık hakkında kasten basit yaralama suçundan kurulan hükümlerde denetime imkan verecek şekilde yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeden, sadece "takdiren" denilerek seçenek yaptırımlardan hapis cezasının tercih edilmesi,Kasten basit yaralama suçunun katılan M.. İ..'ye karşı saldırıda kullanılmaya elverişli aletle işlendiği kabul edildiği halde TCK’nın 86/3-e maddesinin uygulanmaması, Sanığın olay tarihinde katılanların aracında arama kararına istinaden arama yapmak istediğinde kendisine küfür ettikleri, vurdukları, tehditte bulundukları şeklindeki savunması, bu savunmayı doğrulayan adli rapor içeriği ve tanıklar F.. A.. ve M.. G..'nın aşamalardaki beyanları karşısında, katılanlar hakkında görevi yaptırmamak için direnme suçundan verilen mahkumiyet hükümleri de nazara alınarak; olayın başlangıcı ile gelişimi irdelenip sanık hakkında TCK'nın 29. maddesinin uygulanması gerekip gerekmediğinin karar yerinde tartışılmaması,TCK'nın 53/3. maddesi uyarınca sanığın sadece kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksun bırakılmaya ilişkin hak yoksunluğunun koşullu salıverme tarihinden itibaren uygulanamayacağı gözetilmeksizin altsoyu dışındaki kişileri de kapsayacak şekilde 53/1-c maddesindeki hakların tümünü koşullu salıverilmeye kadar kullanmaktan mahrum bırakılmasına hükmedilmesi,Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'nın 321 ve 326. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 07/04/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.