Tebliğname No : 5 - 2014/163220MAHKEMESİ : İzmir (Kapatılan) 8. Ağır Ceza Mahkemesi TARİHİ : 13/09/2012NUMARASI : 2011/101 Esas, 2012/209 KararSuç : Rüşvet almak ve vermek, icbar suretiyle irtikap, rüşvet ve irtikap suçlarına yardım eden sıfatıyla iştirak, suç eşyasını kabul etmek, suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, örgüte üye olmak ve yardım etmekMahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi;CMK'nın 260/1. maddesine göre katılan sıfatını alabilecek surette cebri irtikap, rüşvet alma, rüşvet verme ve bu fiillere iştirak suçlarından zarar görmüş olan Hazinenin kanun yoluna başvurma hakkının bulunması ve hükümlerin 24/04/2014 havale tarihli dilekçeyle vekili tarafından temyiz edilmesi karşısında, 3628 sayılı Yasanın 18. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak CMK'nın 237/2. maddesi uyarınca sadece bu suçlar yönünden katılma talebinin kabulüne, hükmolunan ceza miktarı itibariyle koşulları bulunmadığından sanıklar E.. A.., G.. A.., L.. A.. ve A.. D.. müdafiilerinin duruşma istemlerinin CMUK'nın 318. maddesi uyarınca, Hazinenin suç eşyasını bilerek satın almak, suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, örgüte üye olmak ve yardım etmek suçlarından doğrudan zarar görmediği, bu itibarla bu suçlardan verilen beraet hükümlerini temyiz hakkı bulunmadığı nazara alınarak bu hükümlere yönelik temyiz isteminin CMUK'nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE, H.. Ö.. hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın, 5271 sayılı CMK'nın 231/12. maddesi karşısında itiraza tabi olup temyizi mümkün bulunmadığından, aynı Kanunun 264. maddesi de gözetilerek katılan vekilinin buna yönelik temyiz isteğinin itiraz mahiyetinde kabulü ile mahallinde merciince değerlendirilip gerekli kararın verilmesi mümkün olduğu anlaşılmakla incelemenin katılan Hazine vekilinin cebri irtikap, rüşvet alma, rüşvet verme ve bu fiillere iştirak suçlarından verilen mahkumiyet, beraet ve ceza verilmesine yer olmadığına, sanıklar müdafiilerinin ise mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarıyla sınırlı şekilde ve sanıklar E.. A.., G.. A.., L.. A.. ve A.. D.. yönünden duruşmasız, duruşmaya gelerek sözlü savunmasını bizzat ve müdafii aracılığıyla yapan M.. U.. yönünden ise duruşmalı olarak yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü: Sanık G.. G.. hakkında irtikaba teşebbüs fiiline yardım etme suçundan verilen beraet hükmünün temyiz incelemesinde;Delilleri takdir ve gerekçesi gösterilmek suretiyle verilen beraet hükmü usul ve kanuna uygun olduğundan yerinde görülmeyen katılan Hazine vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, Sanıklar M.. U.., L.. A.., A.. K.., D.. U.., G.. A.., E.. A.., A.. D.. hakkında icbar suretiyle irtikap, rüşvet almak, rüşvet vermek ve bu fiillere iştirak suçlarından kurulan mahkumiyet ve ceza verilmesine yer olmadığına dair hükümlerin temyiz incelemesinde ise;Sanık G.. A.. müdafiinin 09/03/2012 tarihli celsede mesleki mazeretinin kabulüne karar verilmesine rağmen duruşma gününü bildirir çağrı kağıdı gönderilmeden ve iddia makamının esas hakkındaki mütalaasına yönelik savunma yapma imkanı tanınmadan yokluğunda karar verilmesi suretiyle savunma hakkının kısıtlanması, Suç tarihlerinde Muratpaşa Belediye Başkanlığı zabıta müdürlüğü görevini yürüten M.. U..'ın ve diğer sanıkların eylemlerinin vasıflandırılmasına, maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek biçimde ortaya çıkarılmasına etkisi bakımından İ.. T..'unkömür satış deposunun bulunduğu bölgedeki tüm işyerlerinin vakfa ait olduğu, daha önce geçici çalışma belgeleri verildiği ve işyerlerinin bu şekilde faaliyetlerini sürdürdüğü yönündeki anlatımı nazara alınarak bu kişiye ait olan kömür satış işyerinin işyeri açma ve çalıştırma ruhsatının bulunup bulunmadığı, bulunmuyor ise buna ilişkin denetim yetkisinin hangi kamu kuruluşuna ait olduğu ve bu zamana kadar varsa gerçekleştirilen idari yaptırımlar, kömür satışına ilişkin izin ve denetimde Antalya Büyükşehir Belediyesi ile Muratpaşa Belediyesinin görev ve yetkilerinin ayrı ayrı tespitinden, A.. D..'a ait 31/12/2008 tarih ve 2008/47 sayılı ruhsat ile unlu mamül üretim ve satış yeri olarak faaliyet gösteren işyerinin denetiminin Antalya İl Tarım Müdürlüğüne ait olup olmadığı, bu yerle ilgili Muratpaşa Belediyesi Zabıta Müdürlüğünün görev ve yetkilerinin neler olduğunun araştırılmasından, G.. A..'a ait içkili restaurant ve kafebar olarak faaliyet gösteren işyerine daha önce verilen ve yeni mevzuat hükümlerine göre uyarlanan 17/09/2008 tarih, 2008/187 sıra no'lu ruhsatın düzenlenmesinde herhangi bir usulsüzlük bulunup bulunmadığı, ruhsatın bu şekilde verilmesinde yasal bir engel olup olmadığının saptanmasından, E.. A..'ın Muratpaşa Belediyesi sınırlarında bulunan unlu mamül satış büfesi ve A...Unlu Mamüller ismiyle faaliyet gösteren işyerinin denetiminin hangi kamu kuruluşu tarafından yapılması gerektiğinin, Muratpaşa Belediyesi Zabıta Müdürlüğünün bu yerlerle ilgili görev ve yetkisinin kapsamının belirlenmesinden, bu konuların açıklığa kavuşturulması için Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığı, Muratpaşa Belediye Başkanlığı, Antalya İl Tarım Müdürlüğüne ayrı ayrı yazılar yazılarak cevaplarının alınmasından sonra sanıkların her bir olayla ilgili sorumluluklarını irdeler biçimde hukuki durumlarının tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden eksik incelemeyle yazılı şekilde hükümler kurulması, Yine yukarıda belirtilen konularda yazılacak yazılara verilecek cevaplar ve dosya kapsamıyla olayların oluş biçimi ile sanık M.. U..'ın görev ve yetkisinin kapsamı belirlendikten sonra her bir olayla ilgili olarak İ.. T.., A.. D.., G.. A.. ve E.. A..'a ait işyerlerinin mevzuata aykırı bir durumlarının olup olmadığı, bu kişilerin suç tarihleri itibariyle yasal zeminde bulunup bulunmadıkları, hangi iş için ne amaçla ve kim tarafından, nasıl menfaat sağlandığının denetime imkan verecek şekilde gerekçeleriyle karar yerinde gösterilmesi gerektiğinin nazara alınmaması,A.. D.. ile ilgili olayda adı geçen ve soruşturma aşamasında beyanı alınan tanık S.. Ç..'in yargılama aşamasında dinlenmemesi,Sanıklar L.. A.. ve A.. K..'ın 30/12/2008 tarihinde Kığılı mağazasından yaptıkları alışveriş bedelinin kim tarafından nasıl ödendiği, bu tarih ve sonrasında sanıklar ile E.. A.. adına düzenlenmiş fatura, kredi kartı ödeme bilgisi bulunup bulunmadığının sorularak kesin şekilde tespit edilmemesi, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 30/03/2010 tarih ve 2009/5-167-2010/70 sayılı Kararında da açıklandığı üzere; icbar suretiyle irtikap suçunda mağdurun iradesini baskı altında tutmaya elverişli olmak koşuluyla, doğrudan doğruya veya dolaylı biçimde yapılan her türlü zorlayıcı hareketin icbar kavramına dahil olduğu, manevi cebrin, belli bir şiddete ulaşması, ciddi olması, mağdurun baskının etkisinden kolaylıkla kurtulma olanağınınbulunmamasının gerektiği nazara alınarak İ.. T..'dan menfaat temin edilmesi olayında eylemlerin yasanın belirttiği anlamda cebir boyutuna nasıl ulaştığı, adı geçenin ve A.. D.., G.. A.., E.. A..'ın yasal zeminde bulunup bulunmadıkları, yapılması gereken işin menfaat karşılığı yapılmaması veya yapılmaması gereken işin yine menfaat karşılığı yapılması şeklindeki yasal unsurların nasıl oluştuğu, menfaatlerin iş ve işlemlerin yapılmasından önce mi sonra mı sağlandığı hususları üzerinde de durularak bu eylemlerde TCK'nın 252, 257/1-3. maddelerinde yer alan suçların oluşup oluşmadığı tartışılıp değerlendirilmeden yazılı şekilde mahkumiyet kararları verilmesi, Sanık M.. U..'ın A.. D..'tan menfaat temin edilmesi eylemine nasıl katıldığı, hangi delillere dayanılarak sorumlu tutulduğu, sekreter ve şoför olarak görev yapan L.. A.. ve A.. K..'ın bu olaya ilişkin çalıştıkları birimdeki görev ve yetkileri nazara alındığında hangi görevlerinin ifasıyla ilgili menfaat sağladıklarının denetime imkan verecek şekilde gerekçeleriyle karar yerinde gösterilmemesi, Gerekçeli kararın 7 nolu bendinde mağdurlar M.. B.. ve İ.. Ö..'e yönelik icbar suretiyle irtikaba teşebbüs suçlarının sanık Mehmet Baki Uçar yönünden, bu fiillere yardım etme suçlarının ise A.. K.. ve L.. A.. yönünden sabit görüldüğü belirtilmesine rağmen hüküm fıkrasında bu mağdurlara karşı işlendiği belirtilen fiiller yönünden karar verilmeyerek karışıklığa yol açılması,Kabule göre de; Sanıklar M.. U.., L.. A.. ve A.. K..'ın farklı şekillerde, değişik tarihlerde gerçekleştirdikleri ve hukuki anlamda tek fiil olmadığı kabul edilen irtikap ve rüşvet suçlarının TCK'da ayrı madde başlıkları altında düzenlenen bağımsız suç tipi taşıdıkları, aynı suç olarak kabul edilmelerinin mümkün olmadığı, buna bağlı olarak TCK'nın 44. maddesi gereğince bir fiil olarak kabul edilmelerinin söz konusu ve mümkün olmadığı nazara alınmadan olayların oluş biçimi, dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçeler ve yanılgılı değerlendirme sonucu fikri içtima hükümlerinin uygulanması, TCK’nın 6/1-c maddesinde kamu görevlisinin; “...kamusal faaliyetin yürütülmesine atama veya seçilme yoluyla ya da herhangi bir surette sürekli, süreli veya geçici olarak katılan kişi...” biçiminde tanımlandığı, madde gerekçesinde “...kişinin kamu görevlisi sayılması için aranacak yegane ölçütün, gördüğü işin bir kamusal faaliyet niteliği taşıması olduğu...” ibaresine yer verildiği, kamusal faaliyetin de; “...Anayasa ve kanunlarda belirlenmiş olan usullere göre verilmiş olan bir siyasal kararla, bir hizmetin kamu adına yürütülmesi olduğu, bu faaliyetin yürütülmesine katılan kişilerin maaş, ücret veya sair bir maddî karşılık alıp almamalarının, bu işi sürekli, süreli veya geçici olarak yapmalarının bir önemi bulunmadığı...” şeklinde açıklandığı nazara alındığında Belediyelerin görevi kapsamında bulunan zabıta hizmetlerinin kamusal faaliyet olduğunda tereddüt bulunmadığı, Muratpaşa Belediye Başkanlığı Zabıta Müdürlüğünde müdür sekreteri olarak görev yapan L.. A.. ile şoför olarak çalışan A.. K..'ın kamu görevlisi sıfatı taşıdıkları, bu itibarla icbar suretiyle irtikap ve rüşvet alma suçlarından TCK'nın 37/1. maddesi uyarınca fail olarak sorumlu tutulmalarına yasal engel bulunmadığı gözetilmeden yanılgılı değerlendirmeyle özgü suça yardım ettikleri kabulüyle haklarında aynı Kanunun 39/2-c maddesi uygulanarak eksik cezalar tayin edilmesi, Sanık E.. A..'ın bir suç işleme kararının icrası kapsamında değişik tarihlerde birden fazla rüşvet verme suçunu işlediği kabul edilmesine rağmen TCK'nın 43/1. maddesinin uygulanmaması, Sanıklar M.. U.., L.. A.. ve A.. K.. hakkında zincirleme suç nedeniyle artırım yapılırken denetime imkan verecek şekilde yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeden sadece takdiren ibaresine yer verilerek 1/2 oranında artırım yapılması suretiyle TCK'nın 3 ve 61. maddelerine aykırı davranılması, 5237 sayılı TCK'nın 53/1-a maddesindeki hak ve yetkileri kötüye kullanmak suretiyle yüklenen suçları işledikleri kabul edilen sanıklar M.. U.., L.. A.. ve A.. K.. hakkında aynı Kanunun 53/5. madde ve fıkrası gereğince, cezalarının infazından sonra başlamak üzere, hükmolunan cezaların yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkileri kullanmaktan yasaklanmalarına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,6352 sayılı Yasa ile TCK'ya eklenen 250/4. maddesi uyarınca mağdurların ekonomik durumu ve sağlanan menfaatin değeri nazara alınarak irtikap yönünden sanıkların hukuki durumlarının değerlendirilmemesi,Kanuna aykırı, katılan vekili ve sanıklar müdafiilerinin temyiz itirazları ve sanık M.. U.. ile müdafiiinin duruşma sırasındaki sözlü savunmaları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 13/10/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.