Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8646 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 1911 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : Zimmet, irtikapHÜKÜM : Sanık ...'nın eylemlerinin zimmet ve görevi kötüye kullanma niteliğinde kabul edilerek mahkumiyetine, diğer sanıkların yüklenen zimmet suçundan beraetlerineMahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi;CMK'nın 260/1. maddesine göre zimmet ve irtikap suçlarından katılan sıfatını alabilecek surette zarar görmüş olan Hazinenin kanun yoluna başvurma hakkının bulunması ve hükümlerin vekili tarafından 20/06/2012 tarihli dilekçe ile temyiz edilmesi karşısında 3628 sayılı Yasanın 18. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak katılma talebinin kabulüne, incelemenin sanık ...'nın temyizinin bu kişi hakkındaki mahkumiyet, katılan vekilinin ise tüm hükümlere yönelik temyiz itirazlarıyla sınırlı olarak yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:Sanıklar ..., hakkında zimmet suçundan verilen beraet hükümlerinin temyiz incelemesinde;Suç tarihinde ... ili Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği yönetim kurulu başkan ve üyeleri olarak görev yapan sanıkların Tarım İl Müdürlüğü ile imzalanan 26/03/2007 tarihli şartnameye göre küpeleme bedeli 2,25 TL olarak belirlenmesine karşın 02/02/2007 tarihli yönetim kurulu kararına dayalı olarak 2,50 TL alınmasına bu şekilde 360,75 TL'nin yetiştiricilerden fazladan tahsiline, ayrıca Hayvan Kayıt Sistemi Desteklemesi kapsamında yetiştiricilere buzağı başına ödenmesi gereken 70,24 TL'den eksik ödeme yaparak 319,20 TL'nin birlikte kalmasına neden olmak şeklinde gerçekleştiği anlaşılan eylemlerinin kişi mağduriyeti unsurunun oluşması karşısında zincirleme şekilde görevi kötüye kullanma suçunu oluşturduğu ve TCK'nın 257/1, 43/1. maddeleri gereğince ayrı ayrı cezalandırılmaları gerektiği gözetilmeden oluşa uygun düşmeyen yetersiz gerekçeler ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde beraet kararları verilmesi,Sanık ... hakkında zimmet ve görevi kötüye kullanma suçundan verilen mahkumiyet hükümlerinin temyiz incelemesinde ise;Sanığın TCK'nın 53/1-a maddesindeki hak ve yetkinin kötüye kullanılması suretiyle suç işlemesine karşın aynı Kanunun 53/5. maddesinin tatbik edilmemesi şeklinde tebliğnamede yer alan eleştiriye suç tarihinde yürürlükte bulunan Islah Amaçlı Yetiştirici Birliklerinin Kurulması ve Hizmetleri Hakkında Yönetmeliğin 88. maddesine göre cezai hükümler yönünden 1163 sayılı Kooperatifler Kanununa tabi olan ... ili Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliğinin yönetim veya denetleme kurulunda görevli olmaması nedeniyle iştirak edilmemiş, yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sair temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir. Ancak;Suç tarihinde ... ili ...Yetiştiricileri Birliği Posof Sağlık Şube müdürü olarak çalışan sanığın yetiştiricilerden buzağı başına küpeleme bedeli olarak 2,25 TL alması gerekirken, söz konusu bedelin 5,00 TL olduğunu söyleyerek 1443 yetiştiriciden toplam 3.067 TL fazla tahsilat yapması şeklinde gerçekleşen eyleminin görevinin sağladığı güvenin kötüye kullanılması suretiyle gerçekleştirdiği hileli davranışlara bağlı olarak zincirleme şekilde ikna suretiyle irtikap suçunu oluşturduğu ve TCK'nın 250/4. maddesi üzerinde durularak aynı Kanunun 250/2, 43/1. maddeleri uyarınca cezalandırılması gerektiği gözetilmeden yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde görevi kötüye kullanma suçundan mahkumiyet kararı verilmesi,Zimmet suçundan hüküm kurulurken 2008 yılındaki ekonomik koşullar ve paranın satın alma gücü nazara alındığında, 6.840 TL'nin değerinin azlığı nedeniyle TCK'nın 249. maddesi uyarınca cezada indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemesi,Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği tarafından yetiştiricilere dağıtılmak üzere 1443 adet hayvanın destekleme bedeli olarak sanığa teslim edilen 99.940 TL'den 6.840 TL'nin mal edinilmesi şeklinde gereçekleştiği kabul edilen eylemde TCK'nın 43/1. maddesinin uygulanması gerekip gerekmediğinin karar yerinde tartışılmaması,Adli sicil kaydına göre tekerrüre esas sabıkası bulunan sanık hakkında TCK'nın 58/6-7. maddesinin zimmet suçundan kurulan hükümde uygulanması gerektiği gözetilmeden yanılgılı değerlendirmeyle bu maddenin tatbik edilmemesi, Sanık hakkında TCK'nın 250/1. maddesi ile cezalandırılması talebiyle kamu davası açıldığı halde, 5271 sayılı CMK'nın 226. maddesi uyarınca ek savunma hakkı tanınmadan, TCK'nın 257/3, 43/1. maddeleri gereğince mahkumiyet kararı verilmesi,2007-2008 yılları arası olan suç tarihinin karar başlığına 2007 yılı olarak yazılması, Kabule göre de,TCK'nın 257/3. maddesinde düzenlenen “görevinin gereklerine uygun davranmak için çıkar sağlama suçu” ile ilgili olarak, hüküm tarihinden sonra 19/12/2010 tarihinde yürürlüğe giren 6086 sayılı Yasayla değişiklik yapıldığı, 05/07/2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Yasanın 105/5-b maddesi ile de TCK'nın 257/3. maddesinin yürürlükten kaldırıldığı ve bu fiilin aynı Kanunun 87. maddesiyle değiştirilen TCK'nın 252/2. maddesinde düzenlenen rüşvet suçuna dönüştüğü, bu durumun aleyhe sonuç doğurduğu, en lehe olan yasal düzenlemenin 6086 sayılı Yasayla yapılan değişiklikten önceki haliyle TCK'nın 257/3. maddesi yollamasıyla aynı Kanunun 257/1. maddesi olduğu, bu madde hükümlerine göre ceza tayin edilmesi gerektiği gözetilmeden yanılgılı değerlendirme sonucu TCK'nın 257/1. maddesinin son haline göre hüküm kurulması suretiyle eksik ceza tayini,Kanuna aykırı, sanığın ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 17/09/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.