MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Görevi kötüye kullanmaHÜKÜM : MahkumiyetMahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:Belediye başkanı olan sanığın 14/06/2005 tarihinde yapılan ikaza rağmen katılan kurumun kum ocağından kum ve çakıl almaya devam ettiğinin iddia edilmesi, sanığın ise Belediye sınırları içinde ...ye ait kum ocağı bulunduğuna ilişkin belediyelerine bildirim yapılmadığı gibi, ilgili arazinin mülkiyetine dair bir levha da bulunmadığı için ...'ye ait kum ocağından sehven malzeme alındığını, uyarıdan sonra malzeme alımının durdurulduğunu savunması ve Jandarma marifeti ile tutulan 14/06/2005, ön inceleme aşamasında tutanak mümzileri tarafından düzenlenen 15/07/2005 tarihli tutanaklar karşısında; 07/07/2005 ve 02/08/2005 tarihli katılan idare adına tutanak düzenleyen görevliler, ön inceleme sırasında suça konu mahalle ilişkin tutanak tanzim eden zabıt mümzileri ve ifadesine başvurulan belediye çalışanları ile jandarmaca düzenlenen 14/06/2005 tarihli tutanakta imzaları bulunan kişiler de hazır bulundurulmak suretiyle mahallinde teknik bilirkişilerle keşif yapılarak bildirim sonrasında hukuki ihtilafa konu alandan halen kum alınmaya devam edilip edilmediğinin belirlenmesi ile hasıl olacak sonuca göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ve 14/06/2005 tarihli uyarından sonra kum almaya devam ettiği yönünde her türlü şüpheden uzak kesin, inandırıcı delil bulunmadığı, ancak ...Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/224 Esas, 2006/316 sayılı Kararı ile belirtildiği üzere kurum zararının bulunması sebebiyle sanığın görevini kötüye kullandığı biçimindeki yetersiz ve çelişkili gerekçelerle yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,Kabule göre de;Suçun TCK'nın 53/1 -a maddesindeki hak ve yetkilerin kötüye kullanılması suretiyle işlenmesi nedeniyle sanık hakkında aynı Kanunun 53/5. maddesi gereğince cezasının infazından sonra işlemek üzere, hükmolunan cezanın yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, Sanığın kurum zararını tamamen karşıladığı yönündeki savunması üzerinde durularak zararının giderilip giderilmediği tekrar ilgili yerlerden sorulup tespit edilmeden zararı gidermediği gerekçesiyle CMK'nın 231/5. maddesinin uygulanmamasına karar verilmesi, Kanuna aykırı, sanık müdafii ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'nın 321 maddesi uyarınca BOZULMASINA, 26/09/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.