Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7566 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 10942 - Esas Yıl 2006





Zimmet suçundan sanık Nurcan'ın bozma üzerine yapılan yargılanması sonunda; atılı suçtan mahkumiyetine dair, (Kartal İkinci Ağır Ceza Mah-kemesi)'nden verilen 07.10.2005 gün ve 2004/222 Esas, 2005/268 Karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay'ca incelenmesi sanık müdafii ve katılan vekili taraflarından istenilmiş olduğundan, dava evrakı C.Başsavcılığından tebliğname ile Daireye gönderilmekle incelenerek gereği düşünüldü:Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sair temyiz itirazlarının reddine,Ancak;Sanığın, makbuz dip koçanlarında silinti ve tahrifat yapıp, bazı makbuzları da yok etmek suretiyle fiilin açığa çıkmamasını sağlamaya yönelik hileli davranışlarda bulunduğu ve 765 sayılı Yasa'nın 202/2. maddesinden farklı olarak 5237 sayılı TCK'nın 247/2. maddesi uyarınca aldatmaya yönelik hileli davranışlarda bulunmanın eylemini nitelikli hale getirdiği, fiilin Daire içi kayıtlarla ortaya çıkartılmasının bu niteliği değiştirmeyeceği gözetilerek ve lehe olduğu kabul edilen 5237 sayılı TCK'nın 212. maddesindeki "sahte resmi veya özel belgenin bir başka suçun işlenmesi sırasında kullanılması halinde hem sahtecilik hem de ilgili suçtan dolayı ayrı ayrı cezaya hükmolunur" şeklindeki düzenleme nedeniyle; olay tarihlerinde dip koçanlarının farklı düzenlenmesi ve makbuzların son sayfasında yer alan toplam miktarı da buna göre değiştirmesi eyleminde sahtecilik suçunun unsurları bulunup bulunmadığı da karar yerinde tartışılarak, sahteciliğin varlığının kabulü halinde bu suçtan da mahkumiyet hükmü kurulup, önceki ve sonraki kanunların bütün hükümleri olaya uygulanarak denetime olanak verecek biçimde karşılaştırılması ve sonucuna göre lehe yasanın belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi,İlk hükümde 2.965.000.000 lira olarak kabul edilen zimmet miktarının bozmadan sonra ilave edilen 1.090.000.000 TL ile birlikte toplam 4.055.000.000 lira olacağı gözetilmeden 4.100.000.000 lirayı zimmetine ge-çirdiğinin kabul edilmesi ve sanığın bu miktarı ödeyip ödemediği kurumdan sorulup, 765 sayılı Yasa'nın 202/3 ve 5237 sayılı Yasa'nın 248. maddelerinin uygulama koşulları araştırılmadan, 2.965.000.000 liralık kısmi ödeme sebebiyle sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nın 248/2-son maddesinin tatbikine karar verilmesi,Kabule göre de;5237 sayılı TCK'nın 53/1. maddesinin a-b-d-e bentlerinde belirtilen hak yoksunluklarının mahkum olunan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar V bendindeki hak yoksunluğunun ise koşullu salıverilmeye kadar kullanılamayacağı gözetilmeden "TCK'nın 53/2. maddesi uyarınca mahkum olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar aynı maddenin 1. fıkrasındaki haklardan yoksun bırakılmasına" karar verilmesi ve 53/1-a maddesindeki yetkinin kötüye kullanılması suretiyle suçu işleyen sanık hakkında 53/5. maddesinin uygulanmaması,Kanuna aykırı, sanık müdafii ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'nın 321. maddesi uyarınca (BOZULMASINA), 18.10.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.