Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7222 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 3294 - Esas Yıl 2013





Tebliğname No : 5 - 2012/216036MAHKEMESİ : İstanbul 4. Ağır Ceza MahkemesiTARİHİ : 18/05/2012NUMARASI : 2012/121 Esas, 2012/190 KararSuç : İrtikapMahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:Dairemizce de benimsenen Yargıtay CGK'nın 18/09/2012 gün 2012/420 E. 2012/1771 K. sayılı Kararı da nazara alınarak 6352 sayılı Yasanın geçici 2. maddesinin sadece karşılıksız yararlanma suçlarını kapsadığı anlaşılmakla anılan Kanunun irtikap suçu yönünden getirdiği düzenlemeler de gözetilerek yapılan incelemede;Suç tarihinde İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Acil Servis Anabilim Dalı Bölümünde öğretim görevlisi olarak çalışan sanığın karaciğer yaralanması ile hastanenin acil servisine gelen müştekinin oğlunu ameliyat ettikten sonra müşteki ile görüşüp, bir ameliyat daha yapılması gerektiğini belirterek kendisinden 3.500 TL para aldığı iddiasıyla yapılan yargılamada, eylemin ikna suretiyle irtikap suçunu oluşturduğu ve zamanaşımı süresinin dolduğundan bahisle düşme kararı verilmişse de, müştekinin, sanığın oğlunun ameliyatından 4 gün sonra söz konusu parayı istediği ve bu tarihte yanında A.A., Ş. O. ve T.D. isimli şahısların da bulunduğuna dair beyanları ile dosya içeriğine göre 02/03/2000 tarihinde İsmail Orhan isimli şahsın sanık tarafından ameliyat edilmiş olması karşısında öncelikle adı geçen şahısların tespit edilerek konuyla ilgili ayrıntılı ifadelerinin alınmasından sonra, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 30/03/2010 tarih ve 2009/5-167-2010/70 sayılı Kararında da açıklandığı üzere; icbar suretiyle irtikap suçunda, mağdurun iradesini baskı altında tutmaya elverişli olmak koşuluyla, doğrudan doğruya veya dolaylı biçimde yapılan her türlü zorlayıcı hareketin icbar kavramına dahil olduğu, manevi cebrin, belli bir şiddete ulaşması, ciddi olması, mağdurun baskının etkisinden kolaylıkla kurtulma olanağının bulunmamasının gerektiği hususu da nazara alınıp, müştekinin oğlu ile ilgili olarak 02/03/2000 tarihinde üçüncü kez ameliyat yapılıp yapılmadığı, yapılan ameliyatın aciliyeti, hastanede aynı ameliyatı yapacak başka doktor olup olmadığı ve sanığın iddia olunan baskısından kolayca kurtulma imkanı bulunup bulunmadığı, bu anlamda sanığın eylemlerinin icbar boyutuna ulaşıp ulaşmadığının tartışılması ve zamanaşımı süresinin bu kapsamda değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde yanılgılı değerlendirme ile düşme kararı verilmesi,Kanuna aykırı, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 30/06/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.