Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7190 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 5822 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSuç : Zimmet (sanıklar ..., ..., ... ve ... haklarında), resmi belgede sahtecilik (sanıklar ..., ... ve ... için), 1163 sayılı Yasaya muhalefet (sanıklar ..., ..., Fedirun Karagöz ve ... haklarında), dolandırıcılık (sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., Erkan Yazar, ..., ... haklarında)HÜKÜM : Sanıklar ..., ..., ... ve ...'ün zimmet ve dolandırıcılık eylemlerinin kül halinde zimmet suçunu oluşturduğunun kabulü ile mahkumiyetlerine, sanıklar ..., ... ve ...'ün resmi belgede sahtecilik ve 1163 sayılı Yasaya muhalefetten mahkumiyetlerine, sanık ...'ın 1163 sayılı Yasaya muhafeletten mahkumiyetine, sanıklar ..., ..., ... ve ...'ın dolandırıcılık suçundan beraatlerineMahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi;Sanık ... müdafiin yasal süreden sonra vaki duruşma isteminin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'nın 318. maddesi uyarınca reddine, duruşmalı inceleme ihtarı içeren tebligata rağmen müdafii duruşmaya mazeret bildirmeden gelmeyen sanık ... yönünden de incelemenin duruşmasız olarak yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:Sanıklar ..., ... ve ... hakkında dolandırıcılık suçundan kurulan beraat hükümlerinin temyiz incelemesinde;Delilleri takdir ve gerekçesi gösterilmek suretiyle verilen beraat hükümleri usul ve kanuna uygun olduğundan yerinde görülmeyen katılan ... ile katılanlar vekillerinin temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA, Sanık ... hakkında dolandırıcılık suçundan kurulan beraat hükmünün temyiz incelemesine gelince;Bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,Ancak;Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/5. maddesinde yer alan "Beraat eden ve kendisini vekil ile temsil ettiren sanık yararına Hazine aleyhine maktu avukatlık ücretine hükmedilir." biçimindeki düzenleme nazara alınarak, kendisini vekille temsil ettiren ve beraatine karar verilen sanık lehine vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,Kanuna aykırı, sanık müdafii, katılan ... ile katılanlar vekillerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu hususun yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanunun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasına "kendisini vekille temsil ettiren sanık ... için karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir edilen 3.600,00 TL'nin Hazineden alınarak kendisine verilmesine" ibaresinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve kanuna uygun olan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,Sanıklar ..., ... ve ... hakkında kurulan mahkumiyet hükümlerinin temyiz incelemesinde;Bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,Ancak;Suçları 5237 sayılı Yasanın 53/1-d maddesindeki hak ve yetkileri kötüye kullanmak suretiyle işleyen sanıklar ... ve ... hakkında aynı Kanunun 53/5. maddesi uyarınca hak yoksunluğuna karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,Kendisini vekille temsil ettiren katılan ... lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi,Kanuna aykırı, sanıklar müdafiileri, katılan ... ve katılanlar vekillerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu cihetin yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanunun 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, sanık ... hakkında zimmet suçundan kurulan hüküm fıkrasına, "Sanığın suçu 5237 sayılı Kanunun 53/1-d maddesindeki hak ve yetkilerin kötüye kullanılması suretiyle işlediği anlaşılmakla aynı Kanunun 53/5. maddesi gereğince cezanın infazından sonra işlemek üzere takdiren 6 yıl 3 ay süreyle bu hak ve yetkileri kullanmaktan yasaklanmasına”, resmi belgede sahteciliksuçundan kurulan hüküm fıkrasına, "Sanığın suçu 5237 sayılı Kanunun 53/1-d maddesindeki hak ve yetkilerin kötüye kullanılması suretiyle işlediği anlaşılmakla aynı Kanunun 53/5. maddesi gereğince cezanın infazından sonra işlemek üzere takdiren 2 yıl 1 ay süreyle bu hak ve yetkileri kullanmaktan yasaklanmasına, 1163 sayılı Kanuna muhalefet suçundan kurulan hüküm fıkrasına, "Sanığın suçu 5237 sayılı Kanunun 53/1-d maddesindeki hak ve yetkilerin kötüye kullanılması suretiyle işlediği anlaşılmakla aynı Kanunun 53/5. maddesi gereğince cezanın infazından sonra işlemek üzere takdiren 4 ay 6 gün süreyle bu hak ve yetkileri kullanmaktan yasaklanmasına, sanık ... hakkında 1163 sayılı Kanuna muhalefet suçundan kurulan hüküm fıkrasına ise, "Sanığın suçu 5237 sayılı Kanunun 53/1-d maddesindeki hak ve yetkilerin kötüye kullanılması suretiyle işlediği anlaşılmakla aynı Kanunun 53/5. maddesi gereğince cezanın infazından sonra işlemek üzere takdiren 3 ay 15 gün süreyle bu hak ve yetkileri kullanmaktan yasaklanmasına" ve “Katılan ... kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir edilen 3.600,00 TL vekalet ücretinin sanıklardan eşit oranda alınarak katılan ... Bakanlığına verilmesine” ibareleri eklenmek suretiyle sair yönleri usul ve kanuna uygun olan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,Sanıklar ... ve ... hakkında kurulan hükümlerin temyiz incelemesine gelince;Sanık ...'ün “kooperatifin fiilen ... tarafından yönetildiğini ve kooperatife işçi olarak alındığını, yönetim kurulu üyelerinden istifa eden birisinin yerine gösterilmiş olduğunu, sadece noterde başkan yardımcısı olarak imza attığını, başka hiçbir işlem yapmadığını, 2003 yılı Mayıs ve Haziran aylarında kooperatifle ilişkisini kestiğini, kooperatifin hiçbir iş ve işlemine katılmadığını, 17.03.2006 tarihinde de istifasını noter vasıtası ile gönderdiğini, kooperatiften ayrıldıktan sonra otellerde ve yurt dışında çalıştığını, kendisinin imzasının taklit edilerek işlemlerin yapılmış olduğunu”, sanık ...'ın ise “sanık ...'ın amcasının oğlu olduğunu, kooperatifi kurduğunu ve inşaat işi yaptığını, 2001 yılında onun istemesi üzerine kooperatif yönetimine girdiğini, bir hafta sonra da askere gittiğini ve 2003 yılında askerden döndüğünü, askerde iken ve askerden sonra fiilen kooperatifin yönetimi ile ilgilenmediğini, müştekileri tanımadığını, kendilerine daire satmadığını, sanık ...'nin ne gibi işlem yaptığını bilmediğini, karar defterleri ve genel kurullarda kendisine ait olduğu iddia edilen imzaların kendisine ait olmadığını, tüm müşteki ve katılanların sadece ...'la irtibata geçerek paraları da ona ödediklerini söylediklerini” savunmaları, mağdurların ...'la görüştüklerini ve ödemeleri de ...'a yaptıklarını beyan etmeleri, Ankara Kriminal Polis Laboratuvarı raporlarına göre de 1998 ila 2006 yılları arasında yapılan bir kısım olağan genel kurul toplantı hazirun listesi, genel kurul toplantı tutanakları ve denetim kurulu raporlarında atılan imzaların da sahte olduğunun tespit edilmesi, ceza yargılamasının temel amacının maddi gerçeğin ortaya çıkartılması olduğu hususları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, sanıkların savunmalarının aksine atılı suçları işlediklerine veya diğer sanıkların eylemlerine iştirak ettiklerine dair mahkumiyetlerine yeterli, her türlü kuşkudan uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığından, şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereğince yüklenen suçlardan beraatleri yerine yanılgılı değerlendirme sonucunda yazılı şekilde mahkumiyetlerine karar verilmesi,Kabule göre de;Suçları 5237 sayılı Yasanın 53/1-d maddesindeki hak ve yetkileri kötüye kullanmak suretiyle işledikleri kabul edilen sanıklar hakkında aynı Kanunun 53/5. maddesi uyarınca hak yoksunluğuna karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,Kendisini vekille temsil ettiren katılan ... lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi,Kanuna aykırı, sanıklar müdafiileri ve katılanlar vekillerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozmanın mahiyeti gözetilerek tutuklu sanıklar ... ve ...’ün TAHLİYELERİNE, başka suçtan tutuklu veya hükümlü olmadıkları takdirde derhal salıverilmelerinin mahalline bildirilmesi için Yargıtay C.Başsavcılığına müzekkere yazılmasına, 14/07/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.