Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 696 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 13593 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSuç : ZimmetHÜKÜM : MahkumiyetMahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:Sanık ... hakkında kurulan hükmün incelenmesinde;Nitelikli zimmet suçunda TCK'nın 43. maddesi uyarınca artırım yapılırken 8 yıl 16 ay 15 gün hapis cezası yerine 9 yıl 4 ay 15 gün hapis cezasına hükmedilmesi sonuç cezanın doğru olarak belirlenmesi nedeniyle sonuca etkili görülmemiş, suçun 5237 sayılı Yasanın 53/1-a maddesindeki yetkinin kötüye kullanılması suretiyle işlenmesine rağmen, sanık hakkında aynı Yasanın 53/5. maddesinin uygulanmaması karşı temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamış, sanığın gişe görevlisi olarak görev yaptığı şubede 14/12/2009 tarihinde yapılan kasa sayımında toplam 8.262 TL kasa açığının çıktığı, bunun 1.362 TL'lik kısmının Milas ... Müdürü tarafından yapılan denetimde, diğer bölümünün ise sanık tarafından aynı gün merkeze gönderildiği belirtilen 18.580 TL'lik tutarın sayımı sonucunda 6.900 TL eksik olduğu tespit edilerek belirlendiği, sanığın savunmasında, 11/12/2009 Cuma günü bir aileden dört kişiye ait malullük ve başka iki kişiye ait maaşları ödemek üzere yanına aldığını, bunun yaklaşık 7.000-8.000 TL tutarında olduğunu, ödemeleri sistem üzerinden yaptığını, haftasonu havanın yağışlı olması nedeniyle sadece bir kişiye ait 248 TL'yi ödeyebildiğini, diğer paraları ödeyemediğini, olay sabahı işe geldiğinde yanında getirdiği kalan parayı katlanmış ve bağlanmış biçimde yan bankonun kenarına koyduğunu, işe dalınca orada unuttuğunu, kamera görüntülerinden saat 10.37 sıralarında oraya geldiği anlaşılan önceden tanıdığı Hüseyin Görgen isimli şahsın bu parayı almış olabileceğini belirterek yüklenen zimmet suçunu kabul etmediğini bildirmişse de, dosya kapsamında bulunan teftiş raporu içeriği ve yine olay gününe ait kamera görüntülerinden sanığın kendisine malullük ödemesi yapmak üzere yanına para aldığını belirttiği ...'e 11/12/2009 tarihinde şubeye gelmesine rağmen ödeme yapmadığı, oysa o gün saat 16.11 ve 16.21 arasında başka iki kişiye ait maaşlarla birlikte, ...'e ödemesi gereken dört çocuğuna ait maaşları sistemden ödenmiş gibi göstererek zimmetine aldığı, 14/12/2009 tarihinde sabah 08.40 ve 09.40 saatlerinde iki kez şubeye gelen ...'e para olmadığı gerekçesiyle ödeme yapmadığı, öte yandan sistemdeki bir arıza nedeniyle işlem yapılamadığı için o saatte geri getirildiği ifade edilen paranın başka bir yere harcanmasının sözkonusu olmadığı, ardından ilgili şahsa ödemenin saat 11.02'de yapıldığı, bu durumda saat 10.37'de banko üzerinden alındığı ve tomar halinde para olduğu savunulan tutar gerçekten mevcut olsaydı sanık tarafından daha önce şubeye gelen ...'e ödenmesinin gerekeceği, suça konu parayı banko üzerinden aldığı iddia edilen Hüseyin Görgen'in soruşturma aşamasında şüpheli sıfatıyla alınan savunmasında, banko üzerinden para değil daha önce sanık vasıtasıyla ödediği faturaya ilişkin makbuzu aldığını belirterek ibraz ettiği, nitekim bu hususta 25/03/2010 tarihinde ek kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karar verildiği, yine kasa açığının farkında olan sanığın Güllük ... şubesinde çalışan ...'ı arayarak 7.500 TL tutarında hayali havale göndermesini isteyip müdürün kasa sayımı bitince bunu iade edeceğini söylediği, bu önerisinin ilgili görevli tarafından kabul edilmediği, dosya bütünü ve esasen üzerinde ihtilaf bulunmayan 1.362 TL tutarındaki kasa açığının varlığı birlikte değerlendirildiğinde, sanığın özellikle 20/11/2009 tarihinden itibaren fark ettiği kasa açığını kapatmak amacıyla şubeden ödenen emekli ve malul aylıklarını fiilen ödemediği halde sistemden ödenmiş gibi göstererek bu şekilde zimmetine aldığı tutarları bir ile yedi gün arasında değişen sürelerle elinde tuttuktan sonra hak sahiplerine ödediği, böylece kasa açığını gizlemek amacına yönelik olarak gerçekleştirdiği hileli işlemlerle zincirleme nitelikli zimmet suçunu işlediği, suç tarihi itibariyle zimmete konu tutarın değer azlığı kapsamında bulunmadığı anlaşılmakla tebliğnamedeki eksik soruşturmaya ve TCK'nın 249. maddesinin tartışılması gerektiğine ilişkin bozma görüşüne iştirak edilmemiştir.Delillerle iddia ve savunma duruşma göz önünde tutularak tahlil ve takdir edilmiş sübutu kabul olunan fiilin unsurlarına uygun şekilde tavsif ve tatbikatı yapılmış bulunduğundan yerinde görülmeyen sanık müdafiin temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA,Sanık ... hakkında kurulan hükmün incelenmesinde ise; Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,Ancak;Ören ... Şubesinde dağıtıcı olarak görev yapan sanığın 2009 yılı Ağustos, Eylül, Ekim, Kasım ve Aralık aylarında şubeye gönderilen toplam 39 adet ödemeli gönderiyi alıcılarına teslim etmesine rağmen, tahsil ettiği tutarları şube hesaplarına intikal ettirmeyerek maledinmesi biçiminde gerçekleşen olayda zimmetin belirlenme biçimi de nazara alındığında, suçun zimmetin açığa çıkmamasını sağlamaya yönelik hileli davranışlarla işlenmediği gözetilmeksizin TCK'nın 247/2. maddesi uygulanmak suretiyle sanık hakkında fazla ceza tayini, Suç tarihi olan 2009 yılındaki ekonomik koşullar ve paranın satın alma gücü nazara alındığında, zimmete geçirildiği kabul edilen 3.119 TL'nin değerinin azlığı nedeniyle 5237 sayılı TCK'nın 249. maddesi uyarınca cezada indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemesi, Suçun 5237 sayılı Yasanın 53/1-a maddesindeki yetkinin kötüye kullanılması suretiyle işlenmesine rağmen sanık hakkında aynı Yasanın 53/5. maddesinin uygulanmaması,Kabule göre ise;Nitelikli zimmet suçunda TCK'nın 43. maddesi uyarınca artırım yapılırken 8 yıl 16 ay 15 gün hapis cezası yerine 9 yıl 4 ay 15 gün hapis cezasına hükmedilmesi,Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gözetilerek CMUK'nın 321 ve 326. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 23/01/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.