Tebliğname No : 4 - 2011/334754MAHKEMESİ : Bursa 15. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 16/03/2011NUMARASI : 2009/1414 Esas, 2011/152 KararSUÇ : Görevi yaptırmamak için direnme, 6136 sayılı Yasaya muhalefet Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:13/08/2008 tarihli olay tutanağında her iki sanığın da tehdit içerikli sözler söyleyerek direndiklerinin belirtildiği, ancak müştekilerin ifadelerinde sanık Kemal'in tehdit sözleri sarfetmesi üzerine, yanındaki Necati'nin de ondan cesaret alarak bağırıp direnmeye başladığını beyan ettikleri, Necati'nin direnme oluşturan eylemlerinin nelerden ibaret olduğu hususunda bir açıklamada bulunmadıkları anlaşılmakla, olay tutanağında isim ve imzası bulunan diğer polis memurlarının olaya ilişkin bilgi ve görgülerinin tespit edilmesinden, gerektiğinde müştekilerin tekrar beyanları alınarak tehdit sözlerini her iki sanığın da söyleyip söylemediği, Necati'nin direnme oluşturabilecek eylem veya sözlerinin nelerden ibaret olduğunun sorulup açıklığa kavuşturulmasından sonra sanıkların hukuki durumlarının tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile direnme suçundan yazılı şekilde mahkumiyet hükümleri kurulması,14/08/2009 tarih BLS.2009/2587 uzmanlık numaralı ekspertiz raporunda sanık Kemal'de ele geçirilen ve kelebek tabir edilen bıçağın 6136 sayılı Yasanın 4. maddesine göre yasak niteliği haiz bir bıçak olarak kabul edilmemesi gerektiğinin belirtilmesi karşısında aynı Yasanın 15/1. maddesinde düzenlenen ruhsatsız bıçak taşıma suçunun oluşmayacağı gözetilmeden ve anılan Yasanın 4/3. maddesi hükmü ile sanığın bıçağı hal ve şartlara göre sırf saldırıda kullanmak amacıyla taşıyıp taşımadığı, eylemin önödeme kapsamında kalan bu Kanunun 15/son maddesine uyan suçu oluşturup oluşturmadığı hususları üzerinde durularak hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiğinin gözetilmemesi,Kabule göre de;5237 sayılı TCK'nın 61. maddesi uyarınca temel ceza belirlenirken söz konusu maddenin 1. fıkrasında yedi bent halinde sayılan hususlarla aynı Kanunun 3/1. maddesindeki "suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur" şeklindeki yasal düzenlemeler ile dosyaya yansıyan bilgi ve kanıtlar birlikte ve isabetle değerlendirilip, olayın oluş şekli ve süresi, meydana gelen zararın ağırlığı göz önüne alınarak temel cezanın hak ve nesafete uygun bir şekilde belirlenmesi gerekirken, orantılılık ilkesine aykırı olacak şekilde takdirde hataya düşülerek direnme suçundan temel cezaların alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenmesi,Direnme suçunun birden fazla kamu görevlisine karşı işlendiği kabul edildiği halde TCK'nın 43/2. maddesinin uygulanmaması,Olayın 13/08/2009 günü saat 22:20 sıralarında meydana gelmesi, nöbetçi C.Savcısı telefonla görüşme tutanağında şüpheli şahısların gözaltına alınması talimatı verildiğinin belirtilmesi, 14/08/2009 günü C.Savcılığınca ifadeleri alınan sanıkların aynı tarihte mahkemece adli kontrol kararıyla serbest bırakılması hususlarından sanıkların gözaltında kaldıklarının anlaşılmasına göre gözaltında geçirdikleri sürenin TCK'nın 63. maddesi gereğince cezalarından mahsubuna karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,CMK'nın 231/5. maddesinde yer alan; "Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, kurulan hükmün sanık hakkında bir hukuki sonuç doğurmamasını ifade eder" şeklindeki düzenleme karşısında, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarının mahkumiyet olarak değerlendirilemeyeceği ve atılı eylemler nedeniyle meydana gelmiş giderilmesi gereken somut ve maddi bir zarar bulunmadığı göz önüne alınarak, daha önce işlediği kasıtlı suçtan mahkumiyeti bulunmayan ve hakkında sadece hükmün açıklanmasının geri bırakılması şeklinde kayıt bulunan sanık K.. A..'ün kişilik özellikleri, duruşmadaki tutum ve davranışları irdelenerek yeniden suç işleyip işlemeyeceği hususunda ulaşılacak kanaate göre, hükümlerin açıklanmasının geri bırakılmasının gerekip gerekmediğine diğer kişiselleştirme nedenlerinden önce karar verilmesi gerekirken, 231/6. maddedeki objektif ve subjektif koşullar değerlendirilmeksizin "suçun işleniş şekli, müştekilerin ve kamunun uğradığı zararın tam olarak tazmin edilmemesi, sanığın sabıkalı kişilik özellikleri..." şeklindeki, yasal olmayan gerekçelerle anılan hükmün uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,Kanuna aykırı, sanıkların temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görüldüğünden hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK'nın 321 ve 326. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 19/06/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.