Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5792 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 5562 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSuç : İcbar suretiyle irtikapHÜKÜM : MahkumiyetMahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,Ancak;Dosyada mevcut KİHBİ kayıtlarına göre 16/02/2009 günü arandığı anlaşılan ...'un telefon ile yapılan ihbar sonucu bulunduğu yerin ...lığına ihbar edildiği, karakolda vardiya amiri olarak görevli bulunan sanık ...'ın adı geçenin yakalanması için aynı karakolda görev yapan ve kendisi ile birlikte nöbetçi olan diğer sanıklar ... ve ...'yi görevlendirdiği, ardından mağdur ...'ın ihbarda belirtilen adreste yakalandığı ve karakola getirildiği, ancak sanıklarca hakkında ... adına düzenlenmiş sürücü belgesi üzerinden işlem yapılarak, aranmadığına dair tutanak düzenlendiği, karşılığında ise ...'dan 600-700 TL civarında nakit para ile bir miktar ziynet eşyası temin edilerek aranan şahıslardan olmasına karşılık mağdurun serbest bırakılarak usulsüz biçimde tutanak tanzim olunduğu, bu cümleden olarak ...'u Nöbetçi C.Savcısına bilgi verip gözaltına alması ve gün içerisinde C.Savcılığına teslim edip, buradan alacakları talimata göre hareket etmesi gereken kolluk görevlisi sanıkların görevlerinin gereklerine aykırı davranarak yapmaları gereken işlemleri yapmama karşılığında olay günü daha önce işlediği suçlardan arama kaydı bulunan ve bu suretle meşru zeminde bulunmayan mağdurdan haksız menfaat talep ettikleri, mağdurun da sanıkların menfaat karşılığı serbest bırakılma teklifini itiraz etmeksizin hemen kabul ettiği ve menfaatin temin edildiği, mağdur ... ile tanıklar ..., ..., ...,..., ...'in aşamalarda özü itibariyle sapma göstermeyen beyanları, ihbar tutanakları, arama ve el koyma tutanağı, eşya teşhis tutanağı, olay yeri basit krokisi, asayiş ceridesi, ... ismine düzenlenmiş sürücü belgesi fotokopisi ve şahıs bilgileri formundan anlaşılmakla; 5237 sayılı TCK'nın, suç tarihinde yürürlükte bulunan 250/1. maddesindeki düzenlemeye göre, cebri irtikap suçunun kamu görevlisinin görevinin sağladığı nüfuzu kötüye kullanmak suretiyle kendisine veya başkasına yarar sağlanmasına veya bu yolda vaatte bulunulmasına bir kimseyi icbar etmesiyle oluşacağı, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 30/03/2010 tarih ve 2009/5-167-2010/70 sayılı Kararında da açıklandığı üzere; icbar suretiyle irtikap suçunda mağdurun iradesini baskı altında tutmaya elverişli olmak koşuluyla, doğrudan doğruya veya dolaylı biçimde yapılan her türlü zorlayıcı hareketin icbar kavramına dahil olduğu, manevi cebrin, belli bir şiddete ulaşması, ciddi olması, mağdurun baskının etkisinden kolaylıkla kurtulma olanağının bulunmamasının gerektiği, somut olayda ise sanıkların, kanunun öngördüğü anlamda icbar boyutuna varan bir davranışlarının bulunmadığı, işlediği suçlar nedeniyle aranan kişiye menfaat sağlamaması durumunda hakkında yasal işlem yapılacağının söylenmesinin icbar sayılamayacağı, bu itibarla irtikap suçunun yasal unsurunun oluşmadığı, buna bağlı olarak rüşvet alma suçundan mahkumiyetlerine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden oluşa, dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçelerle ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde cebri irtikap suçundan hükümler kurulması,Kabule göre de;İddianamede talep edilmemesine karşın, icbar suretiyle irtikap suçundan hüküm kurulurken, sanıklara ek savunma hakkı verilmeden, TCK'nın 250. maddesinin 4. fıkrasının uygulanması suretiyle CMK'nın 226. maddesine aykırı davranılması,Suçun mağduru olan ... yerine bu şahsın akrabası olduğu anlaşılan ve tanık sıfatıyla beyanlarına başvurulan ...'un gerekçeli karar başlığında mağdur olarak gösterilmesi, Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve E. 2014/140; K. 2015/85 sayılı Kararının Resmi Gazetenin 24/11/2015 tarih ve 29542 sayısında yayımlanarak yürürlüğe girmiş olması nedeniyle TCK'nın 53/1. maddesiyle ilgili olarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,Hükmün esasını oluşturan kısa kararda sanıklardan tahsili gereken yargılama gideri miktarının ve ayrıntılı dökümünün burada gösterilmemesi suretiyle CMK'nın 324/2. maddesine muhalefet edilmesi,Mağdurun ekonomik durumunun araştırılmasından sonra irtikap edildiği kabul edilen miktar yönünden TCK'nın 250/4. maddesinin uygulama olanağının bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,5237 sayılı Yasanın 53/1-a maddesindeki yetkiyi kötüye kullanmak suretiyle atılı suçu işleyen sanıklar hakkında aynı Yasanın 53/5. madde ve fıkrası gereğince cezaların infazından sonra başlamak üzere, hükmolunan cezaların yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkilerin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilmemesi, Kanuna aykırı ve sanıkların temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'nın 321 ve 326/son maddeleri uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, 02/06/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.