MAHKEMESİ :Sulh Ceza MahkemesiSUÇ : Görevi kötüye kullanmaHÜKÜM : MahkumiyetMahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:Dosya kapsamından; sanığın Kasım-Aralık 2010 tarihinde katılandan aile sağlığı merkezinin kira gibi bir kısım masraflarının karşılanmasını istediği, Nisan 2011 tarihinde ise Sağlık Müdürlüğünün hakkında yaptığı soruşturmada aleyhine ifade vermesi nedeniyle katılanı "senin meslek hayatını bitireceğim, iş yaptırmayacağım" diyerek tehdit ettiğinin iddia edilmesi karşısında, tebliğnamedeki eylemlerin cebri irtikap ve TCK'nın 257/3. maddesinde düzenlenen suçları oluşturup oluşturmayacağının değerlendirilmesi için görevsizlik kararı verilmesi yönünde bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir. Anayasanın 141, 5271 sayılı CMK'nın 34, 230 ve 289/1-g maddeleri uyarınca mahkeme kararlarının sanığı, katılanı, Cumhuriyet Savcısını ve herkesi tatmin edecek, Yargıtay denetimine olanak verecek biçimde gerekçeli olması, Yargıtayın gerekçelerde tutarlılık denetimi yapması ve bu açılardan mantıksal ve hukuksal bütünlüğün sağlanması için kararın dayandığı tüm verilerin, bu veriler konusunda mahkemenin ulaştığı sonuçların, iddia, savunma ve tanık anlatımlarına ilişkin değerlendirmelerin açık olarak gerekçeye yansıtılması ilkelerine uyulması gerektiği nazara alınmadan, soruşturma aşamasında beyanları alınan tanıklar ... ve ... dinlenmeden, görevi kötüye kullanma suçunda objektif cezalandırma şartları olarak ön görülen kişi mağduriyeti, kişilere haksız menfaat sağlama veya kamu zararına neden olma unsurlarının ne şekilde gerçekleştiği ve "senin meslek hayatını bitireceğim, iş yaptırmayacağım" şeklindeki sözlerin TCK'nın 106/1. maddesinde yazılı tehdit suçunu oluşturup oluşturmayacağı denetime imkan verecek şekilde karar yerinde açıklanıp tartışılmadan eksik inceleme ve yetersiz gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması, Kabule göre de;Yüklenen suçu TCK'nın 53/1-a maddesindeki hak ve yetkiyi kötüye kullanmak suretiyle işlediği kabul edilen ve adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilen sanık hakkında, aynı Kanunun 53/5. maddesi gereğince hükümde belirtilen gün sayısının yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanmasının yasaklanmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,Kanuna aykırı ve sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'nın 321 ve 326/son maddeleri uyarınca hükmün BOZULMASINA, 25/05/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.