Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5225 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 3136 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSuç : İhaleye fesat karıştırma, resmi belgede sahtecilikHÜKÜM : İhaleye fesat karıştırma suçundan beraatlerine, resmi belgede sahtecilik suçundan mahkumiyetlerineMahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi; Sanık ... hakkında tayin olunan cezanın miktarına göre müdafiin duruşmalı inceleme isteminin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK'nın 318. maddesi uyarınca REDDİNE, başvurularının kapsamına nazaran katılan vekili ve O yer Cumhuriyet Savcısının temyiz istemlerinin sanıklar hakkında kurulan beraat hükümlerine yönelik olduğu da gözetilerek incelemenin duruşmasız olarak yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü: Sanıklar hakkında ihaleye fesat karıştırma suçundan verilen beraat hükümlerinin incelenmesinde;Delilleri takdir ve gerekçesi gösterilmek suretiyle verilen beraat hükümleri usul ve kanuna uygun olduğundan yerinde görülmeyen O yer Cumhuriyet Savcısı ve katılan vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,Sanıklar haklarında resmi belgede sahtecilik suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerinin incelenmesinde ise;Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanıklar ... ve ... hakkında verilen hükümler yönünden yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,Ancak;Ceza yargılaması sonucunda mahkumiyet kararı verilebilmesi için suç oluşturan fiilin sanıklar tarafından işlendiğinin hiç bir kuşkuya yer bırakmayacak, herkesi inandıracak biçimde kanıtlanması ve şüphenin masumiyet karinesinin gereği olarak sanıklar lehine değerlendirilmesi gerektiği (Anayasa m. 38/4, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi m. 6/2, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi m. 11, Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi m. 14/2) ancak sanıklar ... ve ....'ın aşamalarda değişmeyen savunmaları ve tüm dosya kapsamından sanık ...'in ihale evraklarını ilgili kurumlara teslimden başka bir eyleminin bulunmaması, sanık ...'ın ise fiilen firma işleriyle ilgilenmediğinin anlaşılması karşısında, sanıklar ... ve ...'ın söz konusu belgelerin sahte olduklarını bildiklerine ve atılı suçları işlediklerine dair kesin, inandırıcı ve yeterli delil bulunmadığı, savunmalarının aksine iddianın şüpheli kaldığı, şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereğince de beraatlerine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde mahkumiyet hükümleri kurulması,Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 30/10/2014 gün 2013/11-358 E, 2014/455 K. sayılı ilamında belirtildiği üzere 5237 sayılı TCK'nın belgede sahtecilik suçlarının düzenlendiği madde metinlerinde suçun mağdurunun kim olduğuna ilişkin bir düzenlemeye yer verilmemesi, bu suçların hukuki konusunun kamunun güveni olması ve kamu güvenine karşı suçlar bölümünde düzenlenmiş bulunmaları hususları birlikte değerlendirildiğinde, resmi belgede sahtecilik suçlarının mağdurunun toplumu oluşturan bireylerin tamamı, diğer bir ifadeyle kamu olduğunun, eylemin belirli bir kişinin zararına olarak işlenmesi halinde bu kişinin mağdur değil, suçtan zarar gören olacağının kabulü gerektiği nazara alındığında, sanıklar ... ve ...'ın ... İl Milli Eğitim Müdürlüğünce düzenlenen 04/08/2008, 19/09/2008 ve 06/10/2008 tarihli,.... Sağlık Müdürlüğünce düzenlenen 11/07/2008 ve 06/10/2008 tarihli ihalelere iki ayrı sahte iş bitirme belgesi sunmaları şeklinde sübut bulan eylemlerinde ... Milli Eğitim Müdürlüğü, ...Sağlık Müdürlüğü ve ... Belediyesinin suçun mağduru olmayıp suçtan zarar gören olmaları karşısında, sanıkların bir suç işleme kararı kapsamında değişik zamanlarda birden fazla işledikleri eylemlerinin bir bütün olarak TCK'nın 204/1, 43/1. maddelerinde düzenlenen zincirleme resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturduğu ve TCK'nın 3 ve 61. maddeleri de gözetilerek zincirleme tek suçtan hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde zincirleme iki ayrı suçtan mahkumiyet hükümleri kurulması,Anayasa Mahkemesi'nin 08/10/2015 tarih ve E. 2014/140; K. 2015/85 sayılı kararının Resmi Gazetenin 24/11/2015 tarih ve 29542 sayısında yayımlanarak yürürlüğe girmiş olması nedeniyle TCK'nın 53. maddesiyle ilgili olarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,Bozmayı gerektirmiş, sanık ... ve sanıklar müdafiilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 24/05/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.