MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSUÇ : İhaleye fesat karştırma, rüşvet almak ve vermek, ihmali ve icrai davranışla görevi kötüye kullanmaHÜKÜM : Sanık ... hakkında rüşvet vermek suçundan ceza verilmesine yer olmadığına, sanıklar ..., ... ve ... hakkında ihmali ve icrai davranışlarla görevi kötüye kullanma suçlarından beraatlerine, sanıklar ..., ... ve ... hakkında icrai davranışla zincirleme biçimde görevi kötüye kullanma suçundan mahkumiyetlerine, sanık ...'in ihaleye fesat karıştırma ve zincirleme biçimde rüşvet almak suçundan mahkumiyetineMahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:Tebliğnamede adına yer verilen sanıklar ... ve ... haklarında görevi kötüye kullanma suçundan zamanaşımı nedeniyle verilen düşme kararlarına karşı bir temyiz talebi olmadığı, katılanlar vekilinin temyiz talebinin sanıklar ..., ..., ... hakkında kurulan beraat, ... hakkında kurulan mahkumiyet hükümleri ile sanık ... hakkında ceza verilmesine yer olmadığı kararına yönelik bulunduğu gözetilerek yapılan incelemede;Sanık ... hakkında rüşvet vermek suçundan verilen ceza verilmesine yer olmadığı, sanıklar ... ve ... hakkında icrai davranışla zincirleme biçimde görevi kötüye kullanma suçundan verilen mahkumiyet, ayrıca sanık ... hakkında zincirleme biçimde rüşvet almak suçundan verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;TCK'nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili olarak Anayasa Mahkemesi'nin 08/10/2015 tarih ve E. 2014/140; K. 2015/85 sayılı kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.Bozmaya uyularak gereği yerine getirilmiş, delillerle iddia ve savunma duruşma göz önünde tutularak tahlil ve takdir edilmiş sübutu kabul olunan fiillerin unsurlarına uygun şekilde tavsif ve tatbikatı yapılmış bulunduğundan kurulan mahkumiyet hükümleri ile gerekçesi gösterilmek suretiyle verilen ceza verilmesine yer olmadığına dair hüküm usul ve kanuna uygun olduğundan yerinde görülmeyen sanıklar müdafıileri ile katılanlar vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,Sanık ... hakkında icrai davranışla zincirleme biçimde görevi kötüye kullanma suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;TCK'nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili olarak Anayasa Mahkemesi'nin 08/10/2015 tarih ve E. 2014/140; K. 2015/85 sayılı kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün bulunmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sair temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.Ancak;Hapis cezası ertelenen sanık hakkında TCK'nın 53/3. maddesi gereğince sadece kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından 53/1-c maddesi gereğince hak yoksunluğuna hükmedilemeyeceği gözetilmeden yazılı şekilde uygulama yapılması,Kanuna aykırı, sanık müdafii ve katılanlar vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu cihetin yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanunun 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, (7) nolu hüküm fıkrasının hak yoksunluklarına ilişkin bölümünün “Sanığın TCK’nın 53/1. maddesinin a, b, c, d fıkralarındaki yazılı haklardan 53/2. maddesi gereğince hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına, kısa süreli olmayan hapis cezası ertelenen sanık hakkında 53/3. maddesine göre 53/1-c maddesinde yer alan kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri ile ilgili hak yoksunluklarının ise uygulanmamasına” şeklinde değiştirilmesi suretiyle sair yönleri usul ve kanuna uygun olan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,Sanıklar ... hakkında icrai davranışla, sanıklar ... ve ... hakkında ise ihmali davranışlarla görevi kötüye kullanma suçlarından verilen beraat hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde ise;Sanıklara isnat olunan ihmali ve icrai davranışla görevi kötüye kullanma suçlarının 765 sayılı TCK'nın 230 ve 240/1. maddelerinde öngörülen cezasının üst sınırı itibariyle aynı Kanunun 102/4 ve 104/2. maddelerinde belirtilen yedi yıl altı aylık asli ve ilave zamanaşımına tabi olduğu, suç tarihi olan 22/12/2004 günü ile inceleme tarihi arasında bu sürenin soruşturma izni alınmasıyla ilgili durma süreleri de eklendiğinde gerçekleştiği anlaşıldığından, hükümlerin 5237 sayılı TCK'nın 7/2. maddesi ile 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilmek suretiyle CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Yasanın 322/1 ve 5271 sayılı CMK'nm 223/8. maddeleri uyarınca sanıklar hakkında açılan davaların zamanaşımı nedeniyle ayrı ayrı DÜŞMESİNE,Sanık ... hakkında ihaleye fesat karıştırma suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde ise;Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,Ancak;15/10/2012 tarihli bozma ilamımızda da belirtildiği gibi Sağlık Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı müfettişlerince düzenlenen 55/3-100/3 sayılı Tevdi Raporu, 55/4-100/4 ve 55/5-100/5 sayılı suç duyurusu raporları ile soruşturma aşamasında dosyaya sunulan 26/05/2006 tarihli bilirkişiler kurul raporu ile kovuşturma evresinde alınan 15/05/2008 ve 01/12/2008 tarihli bilirkişiler kurul raporları içeriğine göre, Sandıklı Devlet Hastanesinde açık ihale usulü ile 22/12/2004 tarihinde yapılan süt-yoğurt-yumurta alımlarına dair ihalede, alımı yapılacak malzemelerin piyasa fiyatlarının araştırılması sonucu düzenlenen sanığın da imzasının bulunduğu yaklaşık maliyet tespit cetvelinde alınacak malların fiyatlarının rayiç bedellerinin epeyce üzerinde belirlenmesi suretiyle ihaleye çıkarıldığı ve ihalenin yapıldığı tarihlerde söz konusu gıda maddeleri kendisinden ihalesiz doğrudan temin usulü ile çok daha ucuza alınan Aydın Ticaret Firmasına fahiş fiyatlarla verilmesi sonucunda Sandıklı Devlet Hastanesi Döner Sermayesinin zarara uğratılmış olması şeklinde gerçekleşen olayda, gerek yaklaşık maliyetin belirlenmesi gerekse de ihale komisyonu başkanı olarak ihalenin tüm aşamalarını tek başına yönlendirerek ihale ile ilgili evrakları imzalayıp, haklarında düşme kararı verilen diğer ihale komisyonu üyelerinin de imzalamasını sağlayan sanığın eyleminin suç tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı TCK'nın 205 nci maddesinde düzenlenen Devlet alım satımına fesat karıştırma suçunu, 5237 sayılı TCK'nın ise 204/2, 43, 158/1-e, 43. madde ve fıkralarında düzenlenen zincirleme şekilde sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarını oluşturduğu, 5237 sayılı TCK'nın 7 ve 5252 sayılı Kanunun 9. maddeleri uyarınca sanığın eyleminin uyduğu kabul edilen 5237 ve 765 sayılı Yasaların ilgili tüm hükümleri olaya ayrı ayrı uygulanmak suretiyle cezaların karşılaştırılması ve sonucuna göre lehe kanunun belirlenmesi gerekirken suç vasfında da yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması,Anayasa Mahkemesi'nin 08/10/2015 tarih ve E. 2014/140; K. 2015/85 sayılı kararının Resmi Gazetenin 24/11/2015 tarih ve 29542 sayısında yayımlanarak yürürlüğe girmiş olması nedeniyle TCK'nın 53. maddesiyle ilgili olarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 09/01/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.