MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : İcrai davranışla görevi kötüye kullanmaHÜKÜM : Mahkumiyet Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, Ancak; 30/03/2012 tarihli ilk hükmünde suçun önem ve değeri ile işleniş biçimi nazara alınmak suretiyle alt sınırdan ceza tayin edilmesine rağmen, bozma üzerine yapılan yargılama sonucunda kurulan 07/04/2016 tarihli hükmünde kasıt yoğunluğu gerekçesi ile 5237 sayılı TCK'nın 61. maddesindeki düzenlemeye aykırı ve önceki hükümle çelişki oluşturacak şekilde olayın oluşumu ve cereyan tarzına uygun düşmeyen, hangi somut verilere dayanıldığı da gösterilmeden, yasadaki ifadelerin aynen tekrarı sonucu temel cezanın teşdiden belirlenmesi, Lehe hükümlerin uygulanmasını ve cezanın paraya çevrilmesini talep eden sanık ve müdafiin bu talebi üzerine 30/03/2012 tarihli ilk hükümde hapis cezalarının 5237 sayılı TCK'nın 50. maddesi uyarınca para cezasına çevrilmesine karar verildiği ve sanık tarafından temyiz edilmesi nedeniyle lehe olan bu seçenek yaptırımın kazanılmış hakka konu olacağı gözetilmeden, hürriyeti bağlayıcı cezanın ertelenmesine karar verilmesi suretiyle aleyhe hüküm kurulması, Anayasa Mahkemesi'nin 08/10/2015 tarih ve E. 2014/140; K. 2015/85 sayılı kararının 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren TCK'nın 53. maddesiyle ilgili iptal kararının nazara alınmaması, Kanuna aykırı, katılan ve sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 14/02/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.