Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4690 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 4010 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSuç : Edimin ifasına fesat karıştırmaHÜKÜM : Sanık ...'in mahkumiyetine, diğer sanıkların beraatlerineMahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi;Suçtan zarar gören ve kovuşturma aşamasında duruşmadan haberdar edilmeyen, dilekçesinin içeriğine göre de temyiz isteminin beraat hükümlerine yönelik olduğu anlaşılan Hazine vekilinin katılma talebinin 3628 sayılı Kanunun 17 ve 18. maddeleri ile CMK'nın 237/2, 260. maddelerinin verdiği yetkiye dayanılarak kabulüne karar verildikten sonra gereği düşünüldü:Sanıklar ..., ..., ..., ..., ... hakkında kurulan hükümlere yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;Delilleri takdir ve gerekçesi gösterilmek suretiyle sanıklar hakkında verilen beraat hükümleri usul ve kanuna uygun olduğundan katılan vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,Sanık ... hakkında kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde ise;Sanık hakkında edimin ifasına fesat karıştırma suçundan açılan kamu davasında; araç kiralama ihalesini kazanan sanığın ifa ettiği edimin hizmet niteliğinde olması nedeniyle eyleminin TCK'nın 236/2-e maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, ancak 5237 sayılı TCK'nın 236. maddesinde edimin ifasına fesat karıştırma halleri yasa koyucu tarafından tahdidi olarak sayılmış olup maddede sayılan seçimlik hareketlerin ya da faillik durumunun genişletilmesinin anılan Yasanın 2. maddesindeki kanunilik ilkesine aykırılık teşkil edeceğinde bir kuşku bulunmadığından, her ne kadar bir kısım öğretide özgü suç olarak kabul edilmese de madde metni gerekçesiyle birlikte incelendiğinde; 2. fıkranın “a” ve “b” bentlerinde yüklenici konumundaki kişiler ve temsilcileri ile edimin ifası sürecinde görev alan ilgili kamu görevlilerinin, “c”, “d” ve “e” bentlerinde ise edimin ifası sürecinde görev alan ilgili kamu görevlilerinin suçun faili olabileceğinden, dolayısıyla söz konusu suçun özel faillik niteliği taşıyan kimselerce işlenebileceğinde bir tereddüt bulunmadığının kabulü gerektiği, 5237 sayılı TCK'nın 40/2. maddesine göre özgü suç niteliğinde olan ve edimin ifası sürecinde görev alan kamu görevlisi tarafından işlenebilen edimin ifasına fesat karıştırma suçuna iştirak eden diğer kişilerin azmettiren veya yardım eden olarak sorumlu tutulabilecekleri, somut olayda ise kamu görevlilerinin hukuka aykırı bir eylemlerinin de tespit edilemediği, faili olmayan suçta şerikliğin de mümkün olamayacağı gözetilerek sanığın beraati yerine, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,Kabule göre de;Sanığın eyleminin 5237 sayılı TCK'nın 236. maddesinin 2. fıkrasının hangi bendi kapsamında değerlendirildiğinin hükümde gösterilmemesi suretiyle CMK'nın 232/6. maddesine muhalefet edilmesi, Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve E. 2014/140; K. 2015/85 sayılı Kararının Resmi Gazetenin 24/11/2015 tarih ve 29542 sayısında yayımlanarak yürürlüğe girmiş olması nedeniyle TCK'nın 53. maddesiyle ilgili olarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 05/05/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.