Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 459 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 9500 - Esas Yıl 2010





Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, Ancak;B…….. E…….. Dağıtım A.Ş. S…….. işletme müdürlüğünde teknisyen olan sanığın, sayaç ambarında sayaçların korunması - saklanması - iadesi ile görevli olduğu, 27/01/2005 günü önceden sayacı sökülen müşteki İ…….. M…….'in bu kuruma gittiğinde sanıkla görüştüğü, sanığın sayacı iade etme konusunda isteksiz davrandığı, daha sonra "Perşembe günü 50 TL getir sayacını vereyim" diyerek para istediği, bunun üzerine müştekinin kuruma baş vurup şikayetçi olduğu, 10/02/2005 günü de sanığın aynı şekilde arızalı sayacını geri almak isteyen müşteki T……. H…….'dan 200 TL para istediği, iade etmek zorunda olduğu sayaçları iade etmek için müştekilerden para isteyen sanığın, müştekinin şikayeti üzerine seri numaraları alınan paralarla birlikte yakalandığının anlaşılması karşısında, rüşvet teklifinin kabul edilmemesi ve sanığın yakalanması için yapılan anlaşmanın da serbest irade ürünü olmaması nedeniyle rüşvet anlaşmasının oluşmadığı nazara alındığında sanığın eyleminin 765 sayılı Yasanın 212/1. maddesine uyan yapması gereken işi yapmak için rüşvet almaya teşebbüs suçunu oluşturduğu, ancak 765 sayılı Yasanın 212. maddesinin bir ve ikinci fıkralarında basit ve nitelikli rüşvet alma suçları ayrı ayrı düzenlenip yaptırım altına alındığı halde, sonradan yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK'nın rüşveti tanımlayan 252/3. maddesinde "rüşvet, bir kamu görevlisinin, görevinin gereklerine aykırı olarak bir işi yapması veya yapmaması için kişiyle vardığı anlaşma çerçevesinde bir yarar sağlamasıdır" denilerek sadece nitelikli rüşvete yer verildiği, kamu görevlisinin yapması gereken bir işi yapması ya da yapmaması gereken işi yapmaması için yarar sağlamasının rüşvet suçu kapsamından çıkarıldığı cihetle, sanığın eylemlerinin aynı yasanın 257/3. maddesinde düzenlenen görevinin gereklerine uygun davranmak için çıkar sağlama suçu niteliğinde olduğu ve lehe kanun değerlendirmesinin bu suçlar arasında yapılması gerektiği gözetilmeyerek suç vasfında yanılgıya düşülüp yazılı şekilde hüküm kurulması, Kanuna aykırı, sanık müdafiin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gözetilerek CMUK'nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 14/02/2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.