Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4360 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 16443 - Esas Yıl 2013





Temyiz talebinin reddi, incelenmeksizin iade, onamaMahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi;Sanık M. hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın CMK'nın 231/12. maddesi karşısında itiraza tabi olup temyizinin mümkün bulunmadığı ve itiraz konusunda merciince karar verildiğinden incelemenin sanık Mu. hakkında verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarıyla sınırlı olarak yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:Yargıtay Ceza Genel Kurulunun, Dairemizce de benimsenen 16/09/2014 tarihli, 2013/4-544 E. 2014/385 sayılı Kararında kabul edilen ilkeler çerçevesinde, adli tatilin düzenlendiği CMK'nın 331. maddesinde yapılan yasal değişiklikler göz önüne alındığında, adli tatilin; 01/01/2005 tarihine kadar 20 Temmuz - 5 Eylül, 01/01/2005 ila 01/01/2012 tarihleri arasında 1 Ağustos - 5 Eylül, 01/01/2012 tarihinden itibaren ise 20 Temmuz - 31 Ağustos tarihleri arasında olduğu, aynı maddenin 2. fıkrası uyarınca, ilgili makam ve mahkemelerin bu süre içinde, sadece soruşturmaları, tutuklu işlere ilişkin kovuşturmaları ve ivedi sayılacak diğer hususları yerine getirecekleri, aynı maddenin 3. fıkrasına göre Yargıtayın, yalnız tutuklu hükümlere ilişkin veya 5320 sayılı Kanunun 18. maddesi ile 1 Haziran 2005 tarihi itibarıyla yürürlükten kaldırılan Meşhud Suçların Muhakeme Usulü Kanunu gereğince görülen işlerin incelemelerini yapacağı, 4. fıkrasına göre ise, adlî tatile rastlayan sürelerin işlemeyeceği, bu sürelerin tatilin bittiği günden itibaren üç gün uzatılmış sayılacağı, bu düzenlemelere göre, adli tatil içinde görülebilen işler yönünden 4. fıkra hükmü uygulanmayacak olup, bu tür dava ve işlerle ilgili sürelerin adlî tatil içinde de işleyeceği, sürenin uzaması kuralının uygulanabilmesi için, adlî tatil içinde görülemeyen dava ve işlerle ilgili kararın tebliğinin tatilden önce gerçekleştirilmesinin ve işlemeye başlayan sürenin adli tatil içinde sona ermesinin gerektiği, bu takdirde tatilden önce işleyen kısma bakılmaksızın, sürenin; adli tatilin bittiği günden itibaren üç gün uzayacağı, öte yandan 14/02/1934 gün ve 47/1 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına göre de; adli tatilde görülemeyen davalarla ilgili kararların, adli tatile rastlayan dönemde tebliği geçerli olmakla birlikte, tatilde süre işlemeyeceği için, bu durumda mehilin adli tatilin bitiminden itibaren başlayacağı; bu itibarla yokluğunda verilen ve kendisine 23/07/2012 tarihinde tebliğ olunan hükmü 03/09/2012 günlü dilekçe ile temyiz eden sanık M.'nün temyiz isteminin süresinde olduğu anlaşılmakla, tebliğnamedeki temyiz isteminin reddine ilişkin düşünceye iştirak edilmemiştir.Sanığın, kasten yaralama suçunda kullandığı iddiasıyla katılana ait bıçağı muhafaza altına alarak mağduriyetine neden olduğu ayrıca bıçakla ilgili teşhis işlemi yapmadığı kabul edilerek mahkumiyetine karar verilmiş ise de; sanığın nöbetçi Cumhuriyet Savcısının talimatıyla hareket ettiğini savunması nazara alındığında, 5271 sayılı CMK'nın 160/2. maddesindeki ''Cumhuriyet savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adli kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.'' 161/1-1.cümlesindeki ''Cumhuriyet savcısı, doğrudan doğruya veya emrindeki adli kolluk görevlileri aracılığı ile her türlü araştırmayı yapabilir; yukarıdaki maddede yazılı sonuçlara varmak için bütün kamu görevlilerinden her türlü bilgiyi isteyebilir.'' ve 161/2. maddesindeki ''Adli kolluk görevlileri, elkoydukları olayları, yakalanan kişiler ile uygulanan tedbirleri emrinde çalıştıkları Cumhuriyet savcısına derhâl bildirmek ve bu Cumhuriyet savcısının adliyeye ilişkin bütün emirlerini gecikmeksizin yerine getirmekle yükümlüdür.'' hükümleri ve dosya kapsamına göre, adli kolluk görevi ifa eden sanığın, Demirköy Cumhuriyet Başsavcılığının 2009/180 soruşturma sırasında kayıtlı olay ile ilgili görevli Cumhuriyet Savcısının talimatlarına aykırı icrai veya ihmali bir davranışı bulunmadığı gibi görevi kötüye kullanma suçunun oluşumu için gerekli objektif cezalandırma şartları olan kişi mağduriyeti, kamu zararı ve kişilere menfaat sağlama şartlarından birinin de gerçekleşmediği anlaşılmakla atılı suçtan beraati yerine yetersiz gerekçelerle yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması, Kanuna aykırı, katılan ve sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 28/04/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.