MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Zor kullanma yetkisine ilişkin sınırın aşılmasıHÜKÜM : MahkumiyetMahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:Katılan sanık ...'in, hakaret ve görevi yaptırmamak için direnme suçları nedeniyle getirildiği karakolda, karakol amiri olan sanık tarafından darp edildiği iddia ve kabul edilerek mahkumiyetine karar verilmişse de; beyanları hükme esas alınan tanıklar ... ve ...'nin, sanığın katılanı yaraladığına dair görgüye dayalı anlatımlarının bulunmaması, doktor raporunda somut yaralanma bulgusuna yer verilmeden sadece katılanın yakınmasına bağlı olarak "Başında künt darbe sonucu ağrı, sol dizde travma sonrası ağrı" tarif edilmesi, katılanın olay günü görevi yaptırmamak için direnme ve hakaret suçlarını işlediği kabul edilerek hakkındaki hükümlerin açıklanmasının geri bırakılması, 23/09/2008 tarihli kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin kararda sanık dışındaki kamu görevlilerinin mukavemeti kırmak maksadıyla yasaların imkan verdiği ölçüde güç kullanıldığının belirtilmesi, vücuda acı ve eza vermeyen basit güç kulanımının zor kullanma yetkisine ilişkin sınırın aşılması suçuna vücud vermemesi, sanığın savunması ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, katılanın yaralandığını ve bunun sanığın fiiline bağlı olduğunu gösteren mahkumiyetine yeterli kuşkudan uzak kanıt bulunmadığı gözetilerek hakkında beraat kararı verilmesi yerine yetersiz gerekçeyle yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 27/04/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.