Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4255 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 16804 - Esas Yıl 2013





Tebliğname No : 5 - 2013/368407MAHKEMESİ : Şefaatli Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 19/01/2011NUMARASI : 2010/43 Esas, 2011/5 KararSUÇ : Edimin ifasına fesat karıştırmaMahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi;Sanıklar haklarında edimin ifasına fesat karıştırma suçuna ilişkin olarak yapılan yargılamanın 19/01/2011 tarihli oturumunda ihbar eden R.. A..'ın katılma isteminin bu suçtan zarar görme ihtimali bulunmadığı gerekçesiyle reddine dair kararda bir isabetsizlik bulunmadığından adı geçen vekili ile O yer ve Üst Cumhuriyet Savcılarının temyiz istemlerinden ayrı ayrı vazgeçmeleri ve bu vazgeçmenin sanıklar lehine olması hususları gözetilerek Cumhuriyet Savcılarının temyiz istemlerinin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'nın 317. maddesi uyarınca ayrı ayrı REDDİYLE, sanıklar haklarında edimin ifasına fesat karıştırma suçundan açılan kamu davasında 3628 sayılı Yasanın 17 ve 18. maddelerine göre H.. H..nin atılı suçun zarar göreni olması sebebiyle kanun yolu muhakemesinde bu suç yönünden davaya katılma ve Ceza Muhakemesi Kanununun mağdur ve katılanlar için öngördüğü haklardan yararlanma olanağına sahip bulunduğu nazara alınarak 3628 sayılı Yasanın 17 ve 18. maddeleri ile CMK'nın 237/2 ve 260. maddeleri uyarınca H.. H..nin davaya müdahil olarak KABULÜNE, sanıklar haklarında kurulan beraet hükümlerinin katılan H.. H.. vekilinin temyiz itirazları ile sınırlı olarak incelenmesine karar verildikten sonra gereği düşünüldü:Delilleri takdir ve gerekçesi gösterilmek suretiyle gerçek kişi sanıklar haklarında verilen beraet hükümleri usul ve kanuna uygun olduğundan, katılan H.. H.. vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,Tüzel kişi sanıklar haklarında verilen beraet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde ise;TCK'nın 20. maddesindeki “Ceza sorumluluğu şahsîdir. Kimse başkasının fiilinden dolayı sorumlu tutulamaz. Tüzel kişiler hakkında ceza yaptırımı uygulanamaz. Ancak, suç dolayısıyla kanunda öngörülen güvenlik tedbiri niteliğindeki yaptırımlar saklıdır.” düzenleme ve gerekçesindeki “...Suç ve ceza politikası gereği olarak ancak gerçek kişiler suç faili olabilir ve sadece gerçek kişiler hakkında ceza yaptırımına hükmedilebilir. Bu anlayış, Anayasamızda da güvence altına alınan ceza sorumluluğunun şahsîliği kuralının bir gereğidir. Ancak, işlenen suç dolayısıyla özel hukuk tüzel kişileri hakkında güvenlik tedbiri niteliğinde yaptırımlara hükmedilebilecektir...” izahatına göre suç faili olmasına ve ceza yaptırımına uğramasına yasal olanak bulunmayan D.. Madencilik İnş. Turizm Tekstil San. ve Tic. Ltd. Şti. ile E.. Madencilik İnş. Turizm San. ve Tic. Ltd. Şti. haklarında edimin ifasına fesat karıştırma suçundan açılan kamu davasında güvenlik tedbiri uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi yerine yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde beraet kararları verilmesi,Kanuna aykırı ve katılan H.. H.. vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'nın 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanunun 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, tüzel kişi sanıkların atılı suçtan beraetlerine ilişkin kısım hüküm fıkrasından çıkartılmak ve yerine “tüzel kişi olan sanıklar D.. Madencilik İnş. Turizm Tekstil San. ve Tic. Ltd. Şti. ile E.. Madencilik İnş. Turizm San. ve Tic. Ltd. Şti.'nin TCK'nın 236/1, 60/1. maddeleri uyarınca ayrı ayrı cezalandırılmaları istemiyle kamu davası açılmış ise de, gerçek kişi sanıklar haklarında beraet kararları verilmesi ve yasal koşulların bulunmaması nedenleriyle adı geçenler haklarında güvenlik tedbiri uygulanmasına yer olmadığına” ibaresi eklenmek suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 16/04/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.