MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSuç : Görevi kötüye kullanmaHÜKÜM : MahkumiyetMahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,Ancak;... Barosuna kayıtlı avukat olan sanığın, "...katılan ... tarafından tanık ...'ye teminat olarak verildiğini bildiği 30.000,00 TL bedelli bonoyu tahsili için ... ismini yazarak ve imzalayarak, ciro etmek suretiyle icraya vererek..." görevi kötüye kullanma suçunu işlediği kabul edilerek mahkumiyetine, sahtecilik suçundan gereğinin takdir ve ifası için sanık hakkında suç duyurusunda bulunulmasına karar verilmiş ise de; TCK'nın 257. maddesinin genel, tali ve tamamlayıcı bir hüküm olup Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan haller dışında uygulanabilmesi ve 5271 sayılı CMK'nın 225. maddesindeki "Hüküm, ancak iddianamede unsurları gösterilen suça ilişkin fiil ve faili hakkında verilir. Mahkeme fiilin nitelendirilmesinde iddia ve savunmalarla bağlı değildir" şeklindeki düzenleme karşısında, Mahkemece sübutu kabul edilen fiilin resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturup oluşturmayacağı da değerlendirilerek bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden; eylemin bölünmesi yoluyla görevi kötüye kullanma suçundan mahkumiyet hükmü kurulması, ayrıca sahtecilik suçundan suç duyurusunda bulunulması,Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'nın 321 ve 326/son maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 21/04/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.