Tebliğname No : 5 - 2013/44149MAHKEMESİ : Salihli Ağır Ceza MahkemesiTARİHİ : 20/11/2012NUMARASI : 2012/320 Esas, 2012/316 KararSuç : ZimmetMahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:5271 sayılı CMK'nın 225. maddesinde "Hüküm, ancak iddianamede unsurları gösterilen suça ilişkin fiil ve fail hakkında verilir. Mahkeme, fiilin nitelendirilmesinde iddia ve savunmalarla bağlı değildir." ve 226/1. maddesinde de "Sanık, suçun hukuki niteliğinin değişmesinden önce haber verilip de savunmasını yapabilecek bir halde bulundurulmadıkça, iddianamede kanuni unsurları gösterilen suçun değindiği kanun hükmünden başkasıyla mahkum edilemez" düzenlemelerine yer verildiği, dosyanın incelenmesinde sanık hakkında 13/11/2007 ve 02/05/2008 tarihli iddianamelerle kamu davaları açıldığı, her iki iddianamede atılı suçun zimmet olduğu, yapılan yargılama sonunda 02/05/2008 tarihli iddianame ile dava konusu edilen eylemin zimmet kabul edildiği, 13/11/2007 tarihli iddianame ile dava konusu edilen 6 farklı eylemin ikisinin sübut bulmadığı gerekçesiyle bu eylemler yönünden beraet kararı verilirken diğer dört eylemin kamu kurumu zararına dolandırıcılık kabul edilerek bu suçtan mahkumiyet hükmü kurulduğu, iddianame ile dava konusu edilmeyen herhangi bir eylemden karar verilmesinin söz konusu olmadığı, CMK'nın 225/2. maddesine uygun şekilde iddianamede dava konusu edilen ve zimmet şeklinde yüklenen eylemlerin hukuki nitelemesinin dolandırıcılık olarak yapıldığı, aynı Kanunun 226/1. maddesine göre ek savunma hakkı verilerek bu suçtan hüküm kurulduğu anlaşılmakla tebliğnamede bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir.Zimmet suçundan kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;5237 sayılı TCK'nın 247/1, 249, 248/2 ve 62. maddelerinin bu sıra dahilinde uygulanması gerektiği gözetilmeyerek aynı Kanunun 61. maddesine aykırı davranılması sonuç ceza değişmediğinden etkili görülmemiştir.Bozmaya uyularak gereği yerine getirilmiş, delillerle iddia ve savunma duruşma göz önünde tutularak tahlil ve takdir edilmiş sübutu kabul olunan fiilin unsurlarına uygun şekilde tavsif ve tatbikatı yapılmış bulunduğundan yerinde görülmeyen sanık müdafiinin temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA,Kamu kurumu zararına dolandırıcılık suçundan kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde ise;Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, Ancak;Uyulmasına karar verilen 19/06/2012 tarihli bozma ilamında eylemlerin zincirleme nitelikli dolandırıcılığa teşebbüs suçunu oluşturduğunun belirtilmesine ve gerekçede de bu şekilde kabul edilmesine rağmen teşebbüse ilişkin TCK'nın 35. maddesinin uygulanmaması suretiyle fazla ceza tayini,Sanığın 05/11/2012 tarihinde belediye veznesine yatırdığı 3.540 TL'nin zimmet suçuna konu elektrik direklerinin bedeli olduğu, dolandırıcılık suçuna konu faturalar nedeniyle belediye tarafından ödeme yapılmaması ve eylemin teşebbüs aşamasında kalması nedeniyle giderilmesi gereken bir zarar bulunmadığı gözetilmeden olayda uygulama olanağı bulunmayan etkin pişmanlığa ilişkin TCK'nın 168. maddesi gereğince indirim yapılması,5320 sayılı Yasanın 8. maddesi uyarınca halen yürürlülükte olan 1412 sayılı CMUK'nın 326/son maddesinde "hüküm yalnız sanık tarafından veya onun lehine C.Savcısı veya 291. maddede gösterilen kimseler tarafından temyiz edilmişse yeniden verilen hüküm, evvelki hükümle tayin edilmiş olan cezadan daha ağır olamaz" düzenlemesinin yer aldığı, ilk kararda 6 yıl 3 ay hapis cezasına hükmedildiği, bozmadan sonra zimmet suçundan 1 yıl 10 ay 6 gün, dolandırıcılık suçundan 1 yıl 8 ay olmak üzere toplam 2 yıl 18 ay 6 gün hapis cezasına hükmedildiği, dolandırıcılık suçundan kurulan hükümde hapis cezası yanında 315 gün adli para cezasına hükmedilmesine rağmen kazanılmış hak gerekçesiyle sonuç cezanın 1 yıl 8 ay hapis cezasına indirildiği, her iki suçtan sonuç olarak hükmedilmesi gereken 2 yıl 18 ay 6 gün hapis cezası ile dolandırıcılık suçundan ayrıca hüküm altına alınması icap eden adli para cezası gözetildiğinde sonuç cezaların bozulan ilk hükümdeki 6 yıl 3 ay hapis cezasından daha ağır olmadığı nazara alınmadan yazılı şekilde eksik ceza tayini, Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görüldüğünden kazanılmış hak saklı kalmak kaydıyla hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK'nın 321 ve 326/son maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 10/04/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.