Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 4027 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 7100 - Esas Yıl 2008
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:Sanığın 30 Kasım 2003 tarihi itibariyle kasa hesabında gözüken 760.234.455 lirayı, 30 Ekim 2004 tarihi itibarıyla da 7.109.007.037 lirayı banka hesabına yatırmayıp haksız çıkar sağlayarak kullanma zimmetini işlediğinden bahisle cezalandırılmasına karar verilmişse de; kovuşturma evresinde alınan bilirkişi raporunda bu tutarların sanığın üzerinde bulunduğu, soruşturma evresindeki ön inceleme raporunda ise muhtarlığın kasa mevcudunda olduğu belirtildiğinden; öncelikle anılan tarihlerde bu paraların köy muhtarlığının kasasında mı yoksa sanığın üzerinde mi bulunduğu hususun açıklığa kavuşturulması, bu konuda ön incelemeyi yapan kişilerin bilgisine başvurulması, kasa mevcudunu saptayan bir tutanağın mevcut olup olmadığının araştırılması, bahse konu paraların köy kasasında mevcut olduğu halde bankaya yatırılmadığı belirlenirse bu şekilde gelir kaybına sebebiyet verilmesinin görevi ihmal suçunu teşkil edeceği; aksi halde bu paraları üzerinde bulundurarak nemasından yararlanan ve inceleme tarihinde hazır eden sanığın eyleminin kullanma zimmeti suçunu oluşturacağı, bu durumda ise 765 sayılı Yasanın 219, 5237 sayılı Kanunun ise 249. maddesinin uygulanma imkanı olup olmadığının saptanabilmesi için, gelirlerin tahsil tarihleri ile yukarıda miktarları belirtilen paraların bu tarihler itibariyle getireceği nema miktarı konusunda bilirkişilerden ek rapor alınması, bundan sonra hasıl olacak sonuca göre karara varılması gerektiğinin gözetilmemesi,Kabule göre de;2 yıl 7 ay 7 gün yerine noksan cezaya hükmolunması,5237 sayılı TCK'nın 53/3. maddesine göre 53/1-c maddesinde yer alan kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri ile ilgili hak yoksunluğunun koşullu salıvermeden sonra uygulanamayacağının nazara alınmaması,Kanuna aykırı, sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün kazanılmış hak saklı kalmak kaydıyla 5320 sayılı Yasanın 8. maddesi uyarınca yürürlükte bulunan CMUK'nın 321 ve 326. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 19/04/2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.