Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4021 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 16068 - Esas Yıl 2012





Tebliğname No : 5 - 2012/164956MAHKEMESİ : İzmir 12. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 03/05/2012NUMARASI : 2011/696 Esas, 2012/679 KararSUÇ : Görevi yaptırmamak için direnmeMahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi;Yokluğunda verilen hükmün sanık E.. Ö..'na 25/05/2012 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen CMUK'nın 310. maddesinde yer alan bir haftalık yasal süreden sonra 04/06/2012 tarihinde temyiz ettiği anlaşılmakla temyiz talebinin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'nın 317. maddesi gereğince REDDİNE, incelemenin sanık L.. H.. hakkında görevi yaptırmamak için direnme suçundan verilen mahkumiyet hükmüyle sınırlı olarak yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:Olay tutanağı ve müştekilerin aşamalardaki beyanlarına itibar edilmeyerek hakaret suçundan sanık hakkında beraet kararı verildiği halde, sanığın müştekileri tehdit etmediği, fiili bir saldırıda da bulunmadığı yönünde görevli polis memuru tanıkların duruşmadaki beyanları ile olay sırasında araç içerisinde bulunan tanıklar Y.. Ö.. ve F.. E..'in aşamalardaki beyanları üzerinde durulmadan, olayın başlangıcı ve meydana geliş şekline ilişkin beyanlar ve olay tutanağı arasındaki tutarsızlıklar değerlendirilmeden, hangi beyan ve delile ne sebeple üstünlük tanındığı denetime olanak verecek şekilde gerekçeleriyle ortaya konulmadan, sanığın müştekilerin silahını almaya çalışması eyleminin direnme suçunun unsuru olan cebir kapsamında bulunup bulunmadığı hangi sözlerinin bu kapsamda tehdit olarak kabul edildiği, eylemlerinin hangi görevi engellemeye yönelik olduğu ve TCK'nın 106. maddesinde düzenlenen tehdit suçunu oluşturup oluşturmayacağı, ilk haksız hareketin hangi taraftan geldiği ve buna göre sanık hakkında haksız tahrik hükümlerinin uygulanmasının gerekip gerekmediği tartışılmadan, sanığın tehdit içeren sözler söylemediği yönünde müştekilerin duruşmadaki beyanlarıyla çelişen soruşturma aşamasındaki beyanları ve olay tutanağına itibar edilerek, yetersiz gerekçeyle yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,Kabule göre de;CMK'nın 231/5. fıkrasının; "Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, kurulan hükmün sanık hakkında bir hukuki sonuç doğurmamasını ifade eder" şeklindeki düzenlemesi karşısında, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarının mahkumiyet olarak değerlendirilemeyeceği göz önüne alınarak, daha önce işlediği suç hakkında bu nitelikte bir karar verilen sanığın kişilik özellikleri ve duruşmadaki tutum ve davranışları irdelenerek yeniden suç işleyip işlemeyeceği hususunda ulaşılacak kanaate göre, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının gerekip gerekmediğine karar verilmesi gerekirken, sanık hakkında daha önce verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararlara dayanılarak, yasal ve yeterli olmayan gerekçeyle CMK'nın 231. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,Görevi yaptırmamak için direnme suçunu bir fiille birden fazla görevliye karşı işleyen sanık hakkında TCK'nın 43/2-1. maddesinin uygulanmaması, Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'nın 321 ve 326/son maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 09/04/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.