Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4000 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 12435 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : TefecilikHÜKÜM : MahkumiyetMahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,Ancak;TCK'nın 241. maddesinde düzenlenen tefecilik suçunun, kazanç elde etmek amacıyla borç para verilmesiyle oluşacağı, bunu meslek haline getirmenin suçun unsurları içerisinde yer almadığı, aynı suç işleme kararı kapsamında değişik zamanlarda ve/veya farklı kişilere karşı tefecilik eylemini birden çok kez işleyen sanık hakkında TCK'nın 43. maddesinin uygulanması gerektiği ve zincirleme suçlarda son suçun işlendiği günün suç tarihi olduğu, bu itibarla hukuki kesinti oluşturan iddianame tarihinden evvel sanık hakkında dava konusu olsun ya da olmasın tüm eylemlerin teselsülün içerisinde değerlendirilmesi, iddianame tarihinden sonraki eylemlerin ise gerçek içtima hükümleri ve varsa kendi içinde teselsül hükümleri değerlendirilmek suretiyle karara bağlanması gerekeceği, keza aynı teselsül ilişkisi içinde bir kısım mağdurlara karşı gerçekleştirilen tefecilik eylemi nedeniyle açılmış bir kamu davasının veya verilmiş ya da kesinleşmiş bir hükmün bulunmasının diğer mağdurlara yönelik eylemlerin dava konusu yapılmasına engel olmayacağı, yargılama sonunda sabit görülen suçların cezalandırılabilirliğinin bu husustan bağımsız olarak ele alınması gerektiği de nazara alındığında; UYAP sisteminden yapılan sorgulamada sanık hakkında 19/12/2012 tarihli iddianameyle tefecilik suçundan açılan kamu davasında ... Asliye Ceza Mahkemesi'nin 23/10/2014 gün 2012/1249 Esas, 2014/414 Karar sayılı ilamıyla beraat kararı verildiği, kararın kesinleşip kesinleşmediğinin anlaşılamadığı, kararda suç tarihi olarak 2006 yılının yazılı olması karşısında, dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden iş bu kamu davasının suç tarihleri ve mağdurları yönünden... Asliye Ceza Mahkemesinin söz konusu dosyası ile aynı olup olmadığı tespit edilemediğinden, söz konusu dosyanın getirtilerek incelenmesi, derdest ise bağlantı nedeni ile birleştirilmesi, kararın kesinleşmiş olması halinde onaylı bir örneğinin dosya içerisine alınması suretiyle, deliller birlikte değerlendirilerek sanık hakkında aynı eylemle ilgili açılmış dava veya verilmiş karar bulunup bulunmadığının tespit edilmesinden sonra hukuki durumunun tayin ve takdiri yerine eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,Kabule göre de;Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve E. 2014/140; K. 2015/85 sayılı kararının Resmi Gazetenin 24/11/2015 tarih ve 29542 sayısında yayımlanarak yürürlüğe girmiş olması nedeniyle TCK'nın 53. maddesiyle ilgili olarak yeniden değerlendirme yapılması lüzumu,Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin ve sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 18/04/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.