Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3778 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 2194 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : TefecilikHÜKÜM : Aynı fiil nedeniyle daha önce verilmiş hüküm bulunması nedeniyle davanın reddiMahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:01/06/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK'nın 241. maddesinde atılı suçun; "Kazanç elde etmek amacıyla başkasına ödünç para veren kişi,..." biçiminde tanımlandığı, bu düzenlemeye göre suçun oluşması için sanığın yalnızca bir kişiye ödünç para vermesi yeterli olup, bu işi meslek haline dönüştürüp dönüştürmemesinin öneminin bulunmadığı, tefecilik suçunun ekonomi, sanayi ve ticarete ilişkin suçlar bölümünde topluma karşı suçlar kısmı içinde bulunduğu, 5237 sayılı Yasanın 43/1. maddesi, suçun mağdurunun aynı kişi olmasını suçun zorunlu unsuru haline getirmiş iken, 08/07/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5377 sayılı Kanunun 6. maddesi ile anılan madde ve fıkraya eklenen "Mağduru belli bir kişi olmayan suçlarda da bu fıkra hükmü uygulanır." hükmü ile zincirleme suçun kapsamının genişletildiği ve mağduru aynı kişi olsun ya da olmasın maddenin son fıkrasındaki istisnalar dışındaki tüm suçlarda zincirleme suç hükümlerinin uygulanmasının mümkün hale getirildiği, bu nedenle suçun temadi ettiğinden ve birden fazla kişiye ödünç para verilmesinin tek suç oluşturduğundan bahsedilemeyeceği, ancak suçun zincirleme olarak işlenmesinin olanaklı olduğu nazara alınarak, Sanık ve suç ortaklarının başka mağdurlara karşı da 2009-2010 yıllarında tefecilik suçunu işledikleri iddiasıyla açılan ... Asliye Ceza Mahkemesinin 2012/1119 Esas ve ... Asliye Ceza Mahkemesinin 2012/723 Esas sayılı dava dosyalarının akıbetlerinin araştırılması, derdest olmaları halinde, her üç dosya arasında sanık yönünden hukuki ve fiili irtibat bulunması nedeniyle, suçun sübutuna etkisi ve zincirleme suç hükümlerinin uygulanma ihtimali açısından davaların birlikte görülmesinde zorunluluk bulunduğundan olanaklı ise bu davalar ile birleştirilmesi, karara çıkmış olmaları halinde onaylı birer örneklerinin dosya içerisine alınması suretiyle, deliller birlikte değerlendirilerek hüküm kurulması yerine mükerrer olduğu belirtilen Mahkemenin 2010/172 Esas ve 2012/696 Karar sayılı dosyasında yapılan yargılama ve kurulan hükmün sanık hakkında olmadığı da dikkate alınmadan, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmelerle yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi,Kanuna aykırı, katılan Hazine vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 12/04/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.