Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3538 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 7698 - Esas Yıl 2013





Tebliğname No : 5 - 2012/268636MAHKEMESİ : İzmir 11. Ağır Ceza MahkemesiTARİHİ : 26/04/2012NUMARASI : 2012/103 Esas, 2012/128 KararSuç : ZimmetMahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,Ancak;Yargıtay Ceza Genel Kurulunun ve özel dairelerin istikrar kazanmış uygulamalarında açıklandığı üzere; 5271 sayılı CMK'nın yürürlüğe giren ancak henüz uygulanma olanağına kavuşmamış bulunan 307/4. maddesinde de yer alan "aleyhe değiştirememe yasağı” 1412 sayılı CMUK'nın, 5320 sayılı Yasanın 8. maddesi uyarınca halen yürürlükte olan 326. maddesinin son fıkrasında; "Hüküm yalnız sanık tarafından veya onun lehine Cumhuriyet Savcısı veya 291. maddede gösterilen kimseler tarafından temyiz edilmişse yeniden verilen hüküm, evvelki hükümle tayin edilmiş olan cezadan daha ağır olamaz” biçiminde düzenlenmiş, ceza usul hukukumuzda kazanılmış hakkı düzenleyen başka bir hükme de yer verilmemiş olup, öğretide "lehe kanun yolu davası üzerine aleyhe değiştirmeme mecburiyeti” veya "aleyhe düzeltme yasağı” olarak da tanımlanan, infaz edilecek sonuç cezanın miktarı bakımından olan bu kuralın verilecek yeni hükümde suçun başka türlü nitelendirilmesine engel oluşturmadığı, yasa koyucunun lehe kanun yolu davası üzerine sanığa suç niteliği ve uygulamalar yönünden kazanılmış hak olanağı tanımadığı, kazanılmış hak kavramıyla açıklanan aleyhe düzeltme yasağının cezanın (hükmün) sonuçlarıyla ilgisi olmayıp cezanın miktarı ile sınırlı olduğu gözetilerek, suç tarihinde Bağ-Kur İzmir İl Müdürlüğünde posta gönderi işleriyle görevli evrak memuru olan sanık tarafından postaya teslim edilmediği halde, gönderilmiş gibi gerçeği yansıtmayan posta gönderileri izlenim listeleri ve mektup ücret ödeme tutanakları düzenlemek suretiyle gerçekleştirdiği kabul edilen eylemlerinin 765 sayılı TCK'nın 202/2. maddesinde düzenlenen nitelikli zimmet suçunun unsuru olduğu, buna karşılık 5237 sayılı TCK'nın 212. maddesindeki "sahte resmi veya özel belgenin bir başka suçun işlenmesi sırasında kullanılması halinde, hem sahtecilik hem de ilgili suçtan dolayı ayrı ayrı cezaya hükmolunur" şeklindeki düzenleme uyarınca hem zimmet hem de resmi belgede sahtecilik suçlarını oluşturduğu gözetilip zincirleme şekilde resmi belgede sahtecilik suçundan da mahkumiyet hükmü kurularak 765 sayılı TCK'nın 202/2, 80, 202/3, 219/3-4, 33, 5237 sayılı TCK'nın ise 247/1-2, 249, 43, 248/2, 53/1-5, 204/2, 43, 53/1-5 maddelerine göre lehe yasa karşılaştırmasının yapılması gerektiği gözetilmeden, dosya kapsamı ve oluşa uygun düşmeyen gerekçeler, yanılgılı değerlendirme sonucu sahtecilik fiili yönünden ceza verilmesine yer olmadığına hükmolunarak lehe yasanın buna göre belirlenmesi suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması, Kabule göre de;TCK'nın 43/1. maddesi ile arttırım yapılırken 8 yıl 16 ay 15 gün hapis cezası yerine 9 yıl 4 ay 15 gün cezaya hükmolunması, 5237 sayılı TCK'nın 247/1, 247/2, 249, 43, 248 ve 62. maddelerinin bu sıra dahilinde uygulanması gerektiği gözetilmeyerek aynı Kanunun 61. maddesine aykırı davranılması,Kanuna aykırı, katılan vekili ve sanık müdafiin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 31/03/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.