Tebliğname No : 5 - 2012/118437MAHKEMESİ : İstanbul 20. Ağır Ceza MahkemesiTARİHİ : 23/12/2011NUMARASI : 2009/161 Esas, 2011/321 KararSUÇ : Rüşvet almak (sanık R.. Ç..), rüşvet vermek (sanık S.. E..) Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, Ancak;Suç tarihinde B.. B.. İşletme Müdürlüğü abonman memurluğunda görev yapan sanık R.. Ç..'in, görevi gereği yapması gereken abonelik işlemleri karşılığında iş takipçisi diğer sanık S.. E.. aracılığıyla elektrik aboneliği yaptıracak daire sahiplerinden menfaat temin ederken suçüstü yakalanması biçiminde gerçekleştiği anlaşılan olayda; sanığın eyleminin 765 sayılı Yasanın 212/1. maddesine uyan yapması gereken işi yapmak için rüşvet almak suçunu oluşturacağı; 765 sayılı Yasanın 212. maddesinin bir ve ikinci fıkralarında basit ve nitelikli rüşvet alma suçları ayrı ayrı düzenlenip yaptırım altına alındığı halde, sonradan yürürlüğe giren 6352 sayılı Yasa ile yapılan değişiklik öncesinde 5237 sayılı TCK'nın rüşveti tanımlayan 252/3. maddesinde “rüşvet, bir kamu görevlisinin, görevinin gereklerine aykırı olarak bir işi yapması veya yapmaması için kişiyle vardığı anlaşma çerçevesinde bir yarar sağlamasıdır" denilerek sadece nitelikli rüşvete yer verildiği, kamu görevlisinin yapması gereken bir işi yapması ya da yapmaması gereken işi yapmaması için yarar sağlamasının rüşvet suçu kapsamından çıkarıldığı cihetle; sanık R.. Ç..'in eyleminin 6352 sayılı Yasadan önceki haliyle 5237 sayılı TCK'nın 257/3. maddesinde düzenlenen "görevinin gereklerine uygun davranmak için çıkar sağlamaya teşebbüs suçunu" diğer sanık S.. E.. ise özgü suç niteliğindeki görevi kötüye kullanma suçuna TCK'nın 40/2. maddesi uyarınca azmettiren veya yardım eden sıfatıyla sorumlu tutulması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde sanık Recep'in hükümlülüğüne, sanık Sezai'nin ise beraetine karar verilmesi,Kabule göre de;5237 sayılı TCK’nın 53/1-a maddesindeki yetkiyi kötüye kullanmak suretiyle suçu işlediği kabul edilen sanık Recep hakkında aynı Yasanın 53/5. madde ve fıkrası gereğince cezasının infazından sonra başlamak üzere, hükmolunan cezasının yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkiyi kullanmasının yasaklanmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,Kanuna aykırı, sanık R.. Ç.. müdafii ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi de gözetilerek sanık R.. Ç.. yönünden kazanılmış hak saklı kalmak kaydıyla CMUK'nın 321 ve 326/son maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 24/03/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.