Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3277 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 7286 - Esas Yıl 2006





Rüşvet verme suçundan sanıklar S.... Ü...., Y.... A...., Z... Ş...., V..... K... ve M..... G....'nin yapılan yargılanmaları sonunda; atılı suçtan sanık S.... Ü...'ın mahkümiyetine, diğer sanıkların beraetlerine dair, Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 20.10.2005 gün ve 2005/102 Esas, 2005/221 Karar sayılı hükümlerin süresi içinde Yargıtay'ca incelenmesi sanık S.... Ü... müdafii ve katılan vekili tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı Yargıtay C.Başsavcılığından tebliğname ile daireye gönderilmekle incelenerek gereği düşünüldü: Delilleri takdir ve gerekçesi gösterilmek suretiyle verilen beraet hükümleri usul ve kanuna uygun olduğundan yerinde görülmeyen katılan vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA, Sanık S.... Ü... Hakkında rüşvet verme suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesine gelince; 765 sayılı TCK.nun nitelikli rüşvet verme suçunu düzenleyen 213/1. maddesinin "211. maddede gösterilen kimselere yapmaya mecbur oldukları şeyi yapmamaları veya yapmamaya mecbur oldukları şeyi yapmaları için rüşvet vaat veya teklif olunmasıyla birlikte suçun tamamlandığı, neticesi harekete bitişik suç olduğundan teşebbüse elverişli bulunmadığı, önerinin memur tarafından kabul edilmemesinin suçun oluşumuna engel teşkil etmediği, teklifin kabul edilip rüşvet anlaşması yapılmasının ayrıca kabul eden açısından 212. maddenin uygulanmasını, yani tek taraflı suçun iki taraflı hale gelmesini sağladığı, bunun karşılığı olan 5237 Yasanın 252/1. maddesinin ise rüşvet teklif ve vaat etmeyi suç olmaktan çıkarmamakla birlikte, rüşvet konusunda anlaşmaya varmayı veya vermeyi suçun oluşumu için değil, fakat tamamlanması için gerekli saydığı ve bu şekilde önceki yasadan farklı olarak bu suça teşebbüsün olanaklı hale getirildiği, somut olayda olduğu gibi teklifin karşı tarafça reddedilmesi nedeniyle anlaşmanın sağlanamaması durumunda rüşvet vermeye teşebbüs suçunun oluşacağı ve sanık hakkında aynı Yasanın 35. maddesi ile uygulama yapılması gerektiği gibi sanığın müşteki H..... G........ye diğer sanıklara ait elektirik borçlarının tamamını silerse 20 milyar liranın yarısını vereceğini söyleyerek 1.800.000.000 TL ödediğinin anlaşılması karşısında rüşvet teklifine konu miktarın 10.000.000.000 TL olacağı ve suç tarihi itibari ile de hafif değerde olmadığı gözetilerek lehe yasa değerlendirmesinin de bu hususlar nazara alınarak yapılması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması, Kabule göre de; Hükümden sonra 08.02.2008 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren ve TCK.nun 7/2. maddesi uyarınca sanık yararına olan 5728 sayılı Kanunun 562. maddesinin 1. fıkrası ile değişik CMK.nun 231/5. maddesinde hapis cezası için öngörülen sınırın 2 yıla çıkarılması ve anılan maddenin 2. fıkrası ile de 231/14. maddesindeki soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı suç olma koşulunun kaldırılması karşısında, mahkemece hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağının karar yerinde tartışılması lüzumu, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiin ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 03/05/2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.