Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3245 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 16093 - Esas Yıl 2012





Tebliğname No : 5 - 2012/183276MAHKEMESİ : Lalapaşa (Edirne) Sulh Ceza MahkemesiTARİHİ : 21/03/2012NUMARASI : 2011/18 Esas, 2012/27 KararSuç : Görevi kötüye kullanmaMahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:Hamzabeyli Gümrük kapısında Edirne Ticaret ve Sanayi Odasına bağlı olarak çalışan ve Türk tır araçlarına parayla satılan, tek kullanımlık Dozvala olarak bilinen transit geçiş belgesi düzenlemekle görevli olan sanıkların, düzenledikleri Dozvalaların yurt dışına çıkışta kullanıldıktan sonra aracın aynı ülkeye bir sonraki çıkışında bu belgeyi iade alıp yeni belge düzenlemeleri gerekirken belgenin ilk çıkışta düzenlenmesinden sonra diğer çıkışta iadesi sağlanarak yenisinin düzenlenmemesi suretiyle kamunun zararına ve firmaların haksız kazanç sağlamalarına sebep olduklarından bahisle görevi kötüye kullanma suçundan haklarında kamu davası açılması, sanıkların atılı suçu işlemediklerini savunmaları, Edirne Ticaret ve Sanayi Odasının 30/03/2010 tarihli yazısında bu işlemler nedeniyle maddi manevi bir zararın bulunmadığının belirtilmesine rağmen aynı kurumun 19/01/2011 tarihli yazısında bu kez anılan belgelerin düzenlenme yetkisinin kendilerinden alınması halinde odanın büyük bir gelir kaybına uğrayacağının belirtilmesi ve somut bir zarardan bahsedilmemesi, 03/12/2009 günlü bilirkişi raporunda kamu zararının oluşmadığı, 10/03/2010 günlü bilirkişi raporunda kamu zararı ve haksız menfaatin bulunmadığının bildirilmesine rağmen, 25/10/2010 tarihli raporda ise eylemler nedeniyle odanın mağduriyetine yol açıldığı ve bazı uluslararası taşımacı firmalara haksız kazanç sağlandığı yönünde tespitlere yer verildiği, ancak bununla birlikte firmalara sağlanan haksız kazancın veya Ticaret ve Sanayii Odasınca elde edilmesi engellenen gelirin miktarının somut şekilde hesaplanıp kamunun veya suçun mağdurunun zararının net olarak ortaya konmadığının anlaşılması karşısında; öncelikle dosyanın tüm ekleriyle birlikte Sayıştay denetçilerinden oluşacak üç kişilik bir bilirkişi heyetine tevdii ile önceki bilirkişi raporları arasındaki çelişkiler de yöntemine uygun şekilde ve gerekçeli olarak tartışılıp, görevi kötüye kullanma suçu için aranan kişi mağduriyeti, kamu zararı veya kişilere haksız menfaat sağlama unsurlarının ne şekilde gerçekleştiği hususlarında rapor aldırılmasından sonra sonucuna göre Kabule göre de;Suç tarihinde adli sicil kaydı bulunmayan sanıkların kişilik özellikleri ve duruşmadaki tutum ve davranışları irdelenerek yeniden suç işleyip işlemeyecekleri hususunda ulaşılacak kanaate göre, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının gerekip gerekmediğine karar verilmesi gerekirken, CMK'nın 231/6. maddesindeki objektif ve subjektif koşullar değerlendirilmeksizin, atılı suç nedeniyle oluşan zarar somut olarak belirlenmeden, “katılanın belirttiği zararın sanıklar tarafından ödenmediği” şeklinde yasal ve yeterli olmayan gerekçeyle hükümlerin açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,Yüklenen suçların TCK'nın 53/1-a maddesindeki hak ve yetkinin kötüye kullanılması sureti ile işlendiği kabul edilmesine rağmen aynı Kanunun 53/5. maddesi uyarınca hak yoksunluğuna hükmedilmemesi,Kanuna aykırı, sanıklar müdafiilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'nın 321 ve 326/son maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 20/03/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.