MAHKEMESİ :Ağır Ceza MahkemesiSuç : İhmali davranışla görevi kötüye kullanmaHÜKÜM : MahkumiyetMahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:... Barosuna kayıtlı avukat olan sanığın, .....(CMK 250. maddesi ile görevli) 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2008/224 Esas sayılı dosyasında terör örgütü üyeliği suçundan yargılanan ....'a müdafii olarak görevlendirildiği, 01/02/2011 tarihli oturuma mazeret bildirmeksizin 01/12/2011 tarihli oturuma ise mazeret bildirerek katılmayarak görevini ihmal ettiği iddiasıyla yapılan yargılamada mahkumiyetine karar verilmişse de; 2008/224 Esas sayılı dava dosyasının sanığı olan ...'ın talebi üzerine davanın 6. celsesinde müdafii olarak görevlendirilen sanığın katılmadığı 01/02/2011 tarihli 8. celsede sanığın "avukat istemediğini ve savunmasını kendisinin yapacağını" beyan ettiği, TCK'nın 314/2. maddesinde düzenlenen terör örgütü üyeliği suçunun müeyyidesi 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası olup alt sınırı 5 yıldan fazla hapis gerektirmediğinden CMK'nın 150/3. maddesi gereğince müdafiin zorunlu olmadığı, o celse müdafii olmadan savunmasının alınabilmesinin mümkün olması karşısında, sanığın eyleminden dolayı objektif cezalandırma şartları olan "kamu zararı", "kişi mağduriyeti" ve "kişilere haksız menfaat sağlama" unsurlarının ne suretle oluştuğu karar yerinde gerekçeleriyle gösterilip tartışılmadan dosya kapsamı ve oluşa uygun düşmeyen yanılgılı hukuki değerlendirmeler ile yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,Kabule göre de;Suçu TCK'nın 53/1-e maddesindeki hak ve yetkiyi kötüye kullanmak suretiyle işleyen sanık hakkında aynı Yasanın 53/5. maddesi uyarınca hak yoksunluğuna karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK'nın 321 ve 326/son maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 29/03/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.