Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2873 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 17026 - Esas Yıl 2013





Tebliğname No : 5 - 2013/365603MAHKEMESİ : Kayseri 1. Ağır Ceza MahkemesiTARİHİ : 21/10/2013NUMARASI : 2013/402 Esas, 2013/449 KararSUÇ : Nitelikli zimmet Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:Sanıklar O.. K.., N.. B.., T.. A.. ve A.. G.. hakkında özel belgede sahtecilik suçlarından kurulan hükümlerin incelenmesinde;Sanıklara yüklenilen suçların sübutu halinde 5237 sayılı TCK'nın 204/1. maddesi kapsamında belgede sahtecilik ve bu fiile iştirak suçlarını oluşturabileceği, bu suçlar için öngörülen cezaların süresine göre aynı Yasanın 66/1-e maddesinde belirlenen 12 yıllık ilaveli zamanaşımına tabi olduğu, son suç tarihi olan Kasım 2000 ile inceleme günü arasında bu sürelerin gerçekleştiği anlaşılmakla, 5237 sayılı TCK'nın 7/2. maddesi ile 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi de gözetilmek suretiyle hükümlerin CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden sanıklar hakkındaki belgede sahtecilik suçuna ilişkin kamu davalarının aynı Yasanın 322 ve 5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddeleri uyarınca zamanaşımı sebebiyle ayrı ayrı DÜŞMESİNE, O.. K.. hakkında zincirleme şekilde nitelikli zimmet, N.. B.., T.. A.. ve A.. G.. hakkında zincirleme nitelikli zimmete iştirak etmek suçlarından kurulan hükümlerin incelenmesinde ise;Sanık O.. K..'e TCK'nın 247/1-2, 43/1, 62. maddelerinin uygulanması sonucu verilen cezanın 11 yıl 8 ay hapis yerine 10 yıl 20 ay şeklinde eksik tayini ve TCK'nın 53/5. maddesi uygulamasında bu sürenin esas alınması karşı temyiz olmadığından, Nazım, Timur, Ali hakkında zincirleme nitelikli zimmete iştirak etmek suçundan hüküm kurulurken TCK'nın 247/1, 247/2, 39, 43, 62. maddelerinin bu sıra dahilinde uygulanması gerektiği gözetilmeyerek, aynı Kanunun 61. maddesine aykırı davranılması sonuca etkili olmadığından bozma sebebi sayılmamış, yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sair temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.Ancak;5237 sayılı Yasanın 53/1-a maddesindeki yetkiyi kötüye kullanmak suretiyle atılı suçu işleyen sanık Osman hakkında aynı Yasanın 53/5. madde ve fıkrası gereğince cezanın infazından sonra başlamak üzere, "tereddüte yer vermeyecek şekilde" hükmolunan cezanın yarısından bir katına kadar sadece 53/1-a maddesinde gösterilen hak ve yetkilerin kullanılmasının yasaklanmasına şeklinde karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,Kanuna aykırı, sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu cihetin yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanunun 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasında yer alan "5237 sayılı Yasanın 53/5. maddesi gereğince, aynı sayılı yasanın 53/1. maddesinde sayılan hak ve yetkilerden birinin kötüye kullanılması suretiyle işlenen suç olması nedeniyle, cezanın infazından sonra işlemek üzere, hükmolunan cezanın bir katı kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına” şeklindeki ibarenin “sanık Osman'ın TCK'nın 53/1-a fıkrasında sayılan hak ve yetkilerini kötüye kullanması suretiyle işlediği suç nedeniyle hapis cezasına mahkumiyetine karar verildiğinden aynı Kanunun 53/5. maddesi uyarınca ayrıca cezanın infazından sonra işlemek üzere takdiren hükmolunan cezanın bir katı olan 10 yıl 20 ay süreyle bu hak ve yetkileri kullanmaktan yasaklanmasına” şeklinde değiştirilmesi suretiyle sair yönleri usul ve kanuna uygun olan sanık Osman hakkındaki hükmün DÜZELTİLEREK, diğer sanıklar haklarındaki mahkumiyet hükümlerinin ise doğrudan ONANMASINA, sanık O.. K..'e verilen cezanın süresi, 5271 sayılı CMK'nın 102. maddesinde öngörülen tutuklama sürelerinin aşılmaması, tutuklama koşullarında bir değişiklik olmaması, tutuklama gerekçeleri ve tutuklama tarihine göre tahliye isteminin REDDİNE, 17/03/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.